Anladık, 27 milyon oyla cumhurbaşkanı olunuyor; iyi de 25 milyon oy neden çöpe gidiyor?
Winston Churchill’in, demokrasiyi diğer sistemlerle mukayese edip kabul edilebilir bulsa da ‘en iyi sistem’ olarak görmemesinin sebebini, geride bıraktığımız cumhurbaşkanlığı seçiminin ikinci turuna bakarak daha iyi...
Winston Churchill’in, demokrasiyi diğer sistemlerle mukayese edip kabul edilebilir bulsa da ‘en iyi sistem’ olarak görmemesinin sebebini, geride bıraktığımız cumhurbaşkanlığı seçiminin ikinci turuna bakarak daha iyi anlayabiliriz.
İki adaylı cumhurbaşkanlığı seçiminde, adaylardan biri –Tayyip Erdoğan– 27 milyon 725 bin 131 oy aldı, diğeri –Kemal Kılıçdaroğlu– ondan biraz daha az -25 milyon 432 bin 951- seçmen tarafından tercih edildi. Ortaya çıkan tablo sonucunda, diğerinden 2 milyon kadar oy önde olan aday kazandı ve cumhurbaşkanı oldu.
Toplamda 64 milyon seçmen vardı, bunlardan yaklaşık 10 milyonu oy kullanmadı. O 10 milyon içerisinden 3 milyon kişi daha oy kullansa ve onlar oylarını topluca ikinci adaya verselerdi, bugün farklı biri cumhurbaşkanı olarak tebrikleri kabul edecekti.
Aynı çıkarım birinci adaya oy verenlerden 1,5 milyonun oyu için de yapılabilir.
Pazar günü sandığa gidip oy verenlerden 25 milyondan fazla seçmenin kullandığı oya yazık oldu gözüyle bakılabilir.
Demokrasi sayısal üstünlüğü yeterli sayan bir sistem olduğu için.