Başımızdaki gaileleri düşünürken: Bir savaş eksiğimiz vardı, galiba o da…
Ülkemiz bir ekonomik kriz yaşar, herkes maddi varlığının bir miktarını kur dalgalanması yüzünden kaybeder, ancak yine de devlet gücünü sürdürmeye devam eder.Ekonomik krizleri 1994 ve 2001 dönemlerinde...
Ülkemiz bir ekonomik kriz yaşar, herkes maddi varlığının bir miktarını kur dalgalanması yüzünden kaybeder, ancak yine de devlet gücünü sürdürmeye devam eder.
Ekonomik krizleri 1994 ve 2001 dönemlerinde yaşadık, aynı derinlikte birini daha yaşarsak olacağı yine budur.
Düştüğü yerden kalkmaya alışmış bir toplumumuz.
Ancak ekonomik krizler, öyle bir durumla karşılaşan ülkelerin o sırada olağanüstü dikkatli olmasını gerektiren dönemlerdir. Krize düşmüş ülkeyle sorunu olanlar öyle dönemleri fırsata dönüştürmeyi severler.
Sürekli tağşişe uğradığı için pula dönmüş parası, gereksiz ve lükse kaçan harcamaları karşılamak için aldığı dış borçları ödeyemez hale gelince, razı olduğu ‘Düyun-u Umumiye’ uygulaması ile Osmanlı’nın egemenliği sınırlanmış, varlığı tehlikeye düşmüştü.
Fırsat kollayan ‘Şark Meselesi’ yapımcıları imparatorluğun sonunu getiren oldu-bittilerini birbiri ardına sahneye koymaya başladılar. [Şark Meselesi ile de ilgili bir öncü yazım için buraya tıklamanız yeterli.]