“Bir daha asla 15 Temmuz’lar olmasın” isteniyorsa.. nelere dikkat edilmeli..
Bir ay sonra 15 Temmuz (2016) hâin darbe girişimi üzerinden tam bir yıl geçmiş olacak. Günler hızla akıp geçiyor. Darbe girişiminde rol aldığı.. darbeyi planlayan örgütün üyesi olduğu.....
Bir ay sonra 15 Temmuz (2016) hâin darbe girişimi üzerinden tam bir yıl geçmiş olacak. Günler hızla akıp geçiyor.
Darbe girişiminde rol aldığı.. darbeyi planlayan örgütün üyesi olduğu.. örgütün yaptıklarını benimsediği için cezaevlerinde bulunan.. işini kaybetmiş olanların toplam sayısı 150 bine yaklaştı.
- Reklam -
Her kesimden insan var cezalandırılması uygun görülenler arasında…
Örgüt üyeliği için en yaygın ölçü ‘ByLock’ adlı cep telefonu programı kullanılması olduğu, bu durumda bulunanların sayısının 200 bini bulduğu bilindiğine göre, henüz kapılarına gidilmemiş 50 bin kadar insan daha olduğu anlaşılıyor.
Zaten 11 aydır neredeyse her gün, ‘ByLock’ kullanıcısı oldukları için, birileri bir yerlerde gözaltına alınıyor.
‘ByLock’ kullananların listesi devletin ilgili birimi (MİT) tarafından emniyet ve yargıya intikal ettirildiğine göre.. birileri aylardan beri o yüzden cezaevlerine tıkılmışken.. neden diğer bazılarına henüz sıra gelmediğini anlamak hayli zor.
Bu durum “Bazıları kayrılıyor” tarzı eleştirilere kapı aralıyor.
Özellikle örgütün siyasi ayağı bulunduğu, ancak onlara dokunulmadığı herkesin ağzında bir eleştiri konusu.
İşte gördük, önemli iki siyasinin yakınları serbest bırakıldı diye yer gök inledi.
Yanlışlara şöyle bir bakalım
Sürecin bütününde bazı yanlışlıklar yapılıyor.
Konuyu belli bir tarihle sınırlamamak en önemli yanlış.
FETÖ adlı bir örgütün varlığı 17-25 Aralık (2015) girişimiyle kendisini belli etmişti; örgütün 250 cana mal olan darbe kalkışması ise 15 Temmuz 2016 tarihinde gerçekleşti. Bu iki tarihten biri, en makulü 17-25 Aralık 2015 tarihi, cezai takibat için başlangıç noktası olarak tespit edilebilir.