Bir ‘eski kafalı’nın itirafları
YAZIYA “Gündemin ve gündemle birlikte kanaatlerin, dahası o kanaatlerin oluşmasında katkısı bulunan kişilerin ne kadar çabuk değiştiğinin farkında mısınız?” diye başlayacaktım; ama daha...
YAZIYA “Gündemin ve gündemle birlikte kanaatlerin, dahası o kanaatlerin oluşmasında katkısı bulunan kişilerin ne kadar çabuk değiştiğinin farkında mısınız?” diye başlayacaktım; ama daha cümleyi yazar yazmaz hatamı anladım.
Fark edilmeyecek gibi değil ki değişim...
Gündem değişiyor ve gündemle birlikte kanaat sahiplerinin daha önce açıkladıkları kanaatleri de hızla o değişime ayak uyduruyor; bunu görmemek, fark etmemek hiç mümkün değil.
Düne kadar “Türkiye, geçmişte yaptığı yanlışlıklardan ders çıkarıp sorunlarını savaşarak çözmek yerine diyalog yolunu tercih etmeli; bakın ‘barış süreci’ nasıl yolunda gidiyor; Öcalan İmralı’da, HDP’liler Meclis’te sürecin başarıya ulaşması için ne güzel çaba harcıyor” kanaatini en güçlü biçimde savunanlar...
Bugün “Savaşsa savaş arkadaş; HDP kapatılmalı; kapatmak ayıp kaçıyorsa milletvekillerinin dokunulmazlıkları kaldırılmalı” görüşünü aynı keskinlikte savunuyorlar...
Hani aradan çok vakit geçse neyse... 2 ay önce, ülke sandık başına gitme hazırlığındayken, ‘barış süreci’ aynı ağızlarda hâlâ savunulabilir bir ‘değer’ idi; değişim 7 Haziran sonrasında meydana geldi. Son 1 hafta içerisinde iyice belirgin oldu.
Çok hızlı değişiyor kanaatler...
Vatandaşın kanaati değil ama...
MetroPoll araştırma şirketinin ‘Suriye’ üzerine yürüttüğü yeni araştırmanın sonuçları, vatandaşların uzun zamana yayılan kanaatlerinin aynı hızla değişmediğini --hatta hiç değişmediğini-- ortaya koyuyor. 2012’de, 2013’te ve 2014’te kendisine yöneltilen kritik sorulara ne cevap verdiyse insanlarımız, 2015 yılının temmuz ayında da --üç aşağı beş yukarı-- aynı yolda kanaat belirtmiş...
Hükümetin genel olarak Ortadoğu, özel olarak da Suriye politikasını doğru bulanlar ve bulmayanların oranları 2012’den 2015’e kararlı bir çizgi izliyor.