Bir toplantıya katıldım, hem iç politikadaki dar boğazları hem de dışarıdaki kayıplarımızı düşündüm…
Seçimler söz konusu olduğunda insanın gözü ister istemez sandığa yansıyan oy miktarına kayıyor.
Başarının ölçüsü partilerin aldığı oy sayısı ve ulaştığı oran olunca, Saadet Partisi fazla göz doldurmuyor.
Oysa son üç seçimde Saadet Partisi aldığı oy sayısı ve oranıyla mukayese kabul etmeyecek önemde bir varlık gösterdi.
Alınan sonuçları doğrudan etkileyen bir varlık…
Temel Karamollaoğlu, Saadet Partisi genel başkanı olarak, ilkeli bir davranışla hep doğruları savundu, ülkenin hayrına olduğuna inandığı tespitler eşliğinde çıkış yolları aradı ve diğer partileri de kendi görüşü istikametinde davranmaya sevk etti.
Her partinin tabanında lider kadrosunun yanlışlarına sesli veya sessiz tepki veren bir kesim mutlaka bulunur; yakından izlemeye çalıştığım Saadet Partili kitlede bunun tam tersi bir görüntü var: Taban, partilerinin siyasi çizgisinden ve bunun ülkede meydana getirdiği dalgalanmalardan olağanüstü memnun; o çizgi ve dalgalanma oya tahvil olmasa bile…