Brüksel’deki zirve Ukrayna’nın geleceği kadar Türkiye için de önemli
Gazeteci Fehmi Koru'nun bugünkü (24.03.2022)''Brüksel’deki zirve Ukrayna’nın geleceği kadar Türkiye için de önemli '' başlıklı yazısı.
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan NATO Zirvesi için Brüksel’e gitti.
Okurlar için Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın orada tanıklık edecekleriyle ilgili bir ön-bilgi notu hazırladım.
Geçmişte ülkemizde yaşanan yalpalamaları ‘‘İktidar Türkiye’ye eksen değiştirtiyor’’ temelinde tartıştık.
Türkiye’nin çok partili döneminde hiçbir iktidar ‘ekseni’ değiştirmedi; AK Parti istedi mi bilemem, ancak onun zamanında da ‘eksen’ değişmedi.
‘Eksen’ değişseydi hemen anlardık. Türkiye’nin ekseni değişseydi, NATO’da üyeliğimiz bitmiş olurdu da ondan anlardık.
NATO üyeliği ‘eksen’ için belirleyici en önemli unsur.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın katılacağı da NATO’nun toplantısı…
Dünyamız ‘modern’ denilen çağlarda pek çok kez düzenini yeniledi. En son yenilenmeler geçen yüzyılda toplamda 60 milyondan fazla insanın hayatına mal olmuş iki savaştan sonra gerçekleşti. İlkinde dünyanın o zamana kadar en çarpıcı gerçeği olan imparatorluklar tarihe karıştı; ikincisinde ise bir kez daha savaş olmamasını sağlayacağı umuduyla Birleşmiş Milletler başta olmak üzere uluslararası kurumlar oluşturuldu.
İlk dünya savaşından önce İngiltere, Fransa ve Rusya ‘yeni dünya düzeni’nin içeriğini birlikte kararlaştırmışlardı. Rusya’da ihtilal oldu, Çarlık’ın yerini Sovyetler Birliği aldı ve yeni yönetim yalnızca emperyalist paylaşım planından çekilmekle kalmadı, planın varlığını da faş etti. Bu yüzden de Sovyetler Birliği geçen yüzyılın ilk ‘yeni dünya düzeni’nin belirleyiciliğinde söz sahibi olamadı.
Sonraki ‘yeni dünya düzeni’, Sovyetler’in Hitler Almanyası’na karşı kurulan ortak cephede yer alması ve müttefiklerin ABD’nin yardımıyla savaştan muzaffer çıkmasıyla dörtlü bir zeminde oluştu. Rusya -Sovyetler Birliği olarak- o sayede düzende belirleyiciliğe hak kazandı; sözgelimi BM’de veto hakkına sahip olabildi.