Bugün bir film üzerinden eski bir olayı yazdım; ama bana bunları Suriye harekatı yazdırdı…
Bir yandan Suriye’ye yönelik ‘Barış Pınarı’ harekatını izlerken bir yandan da en fazla merak ettiğim konu şu: Acaba Tayyip Erdoğan, başbakan ve cumhurbaşkanı olmamışken, yeni bir parti kurma...
Bir yandan Suriye’ye yönelik ‘Barış Pınarı’ harekatını izlerken bir yandan da en fazla merak ettiğim konu şu: Acaba Tayyip Erdoğan, başbakan ve cumhurbaşkanı olmamışken, yeni bir parti kurma telaşı içerisinde bulunduğu siyasi yasaklı günlerinde izlediği ‘13 Gün’ (Thirteen Days) adlı filmi hatırlıyor mudur?
ABD ile Rusya (o zamanki adıyla Sovyetler Birliği) arasında yaşanmış ve Türkiye’nin de adının dolaylı olarak karıştığı ‘Küba füze krizi’ ile ilgiliydi o film.
Karı-koca meslektaş bir çiftle izlemeye gitmiştim filmi ve bizden bir önceki seanstan tam ortalarında Tayyip Bey’in bulunduğu kalabalık bir grubun çıktığını görünce ayak üstü olsa da kendisiyle konuşmuş ve filmi çok beğendiğini öğrenmiştik.
[O gün o grup içerisinde bulunanlardan, Tayyip Erdoğan’ın biyografisini yazmış, bir dönem AK Parti’den milletvekilliği de yapmış Hüseyin Besli, geçen gün, Akşam gazetesindeki köşesinde, karşılaşmamızı ve ardından kendisiyle yaptığım görüşmeyi hatırlattı. Bir noktayı yanlış hatırlıyor: Ben başarılı olma konusunda tereddüdümü Tayyip Erdoğan için değil, sonradan herbirini Meclis’e taşıdığı, bir bölümü bakanlık da yapan, o gün filmi birlikte izlediği ekibi hakkında ifade etmiştim. Öngörü özürlüsü olabilirim, ama Tayyip Erdoğan’ın başarılı olacağını öngöremeyecek kadar değilim.]
Kennedy mutlak bir savaşı önledi, istediğini de elde ederek
Film iki süpergüç arasında savaşa da yol açabilecek olağanüstü önemde bir krizle ilgili.