Bungunum ama yine de umutluyum
En son hangi seçim öncesinde böylesine bungun bir hava yaşanmıştı? Yazıya başlamadan önce, konu üzerinde düşünürken, dilimin ucuna, deruni halimi ses itibarıyla iyi anlattığını...
En son hangi seçim öncesinde böylesine bungun bir hava yaşanmıştı?
Yazıya başlamadan önce, konu üzerinde düşünürken, dilimin ucuna, deruni halimi ses itibarıyla iyi anlattığını sandığım “bungun” sözcüğü yerleşti. İlhan Ayverdi’nin Lügat’ine baktım, karşısında “halk deyişi” uyarısıyla “sıkıntılı, kasvetli” açıklaması yazıyor.
Hem sıkıntılı, hem de kasvetliyim...
Geçmişe baktığımda, bu denli sıkıldığım, kasvetler içerisinde kaldığım bir seçim arifesi hatırlamıyorum. Tam tersine, her seçim, ülke için de, içinde yer aldığım camia için de, yakın çevrem için de hep umutlar getirmiştir.
Tek parti bunaltısından seçimle yakayı sıyırmış, darbeleri seçimle savuşturmuş, ekonomik krizlerin, sorunların seçimler sayesinde üstesinden gelmiş bir ülkedir bizimki.
İyi de neden bu defa seçim aynı olumlu beklentileri hissettirmiyor?
Milletin “kodu mu oturtan” bir yönetim tarzını arzuladığı mı düşünülüyor?
Dışarıda, dünyaya, çevremizdeki ülkelere, o ülkelerin yöneticilerine, Türkiye’yi önemsediği için görüş açıklamayı görev sayan yabancı dostlarımıza meydan okumak... İçeride, “Gözünün üstünde kaşın var” denmesini eleştiri kabul etme raddelerine kadar hazımsızlığı indirmek, her “rakip” gördüğünü “düşman”, her“düşmanı” da yok edilmesi gereken bir engel saymak...
Herkese her şeyi söylemeyi kendisine hak kabul ederken, başkalarından gelen ufaklı-büyüklü takılmaları cezalandırılması şart birer densizlik olarak değerlendirmek...