Demokrasilerin hiç değişmeyen altın bir kuralı var: İktidar ve muhalefet siyasette geçişlidir
CHP’den seçildikten sonra istifa ederek bir partiye kurucu yazılmış, orayı da beğenmeyerek bir süre bağımsız kalmayı yeğlemiş bir milletvekilinin, kendisinin başında bulunduğu AK Parti’ye katılma...
CHP’den seçildikten sonra istifa ederek bir partiye kurucu yazılmış, orayı da beğenmeyerek bir süre bağımsız kalmayı yeğlemiş bir milletvekilinin, kendisinin başında bulunduğu AK Parti’ye katılma töreninde Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın sarf ettiği bazı sözler tartışılıyor.
Yeni AK Partili milletvekilinin eşine çocuk sayısını ve yaşını sormuş, ardından da fazla geç kalmadan çocuk sayısını artırma tavsiyesinde bulunurken PKK’lıların beşer onar çocuğu olduğunu söylemiş Cumhurbaşkanı Erdoğan.
“PKK’lı dedikleri, dağdakiler mi, yoksa HDP’ye oy verenler mi?” diye soruluyor…
Nereden baksanız, ikili konuşmada sarf edilen sözlerin sorunlu olduğu belli.
Tek tartışma konusu bu değil; CHP’lilerin konunun araştırılması için verdikleri teklif üzerine geniş bir kitlenin de bilgisi dahiline giren bir konu daha var: Resmi ilanlar ile yasa gereği verilmesi gereken özel ilanların adil biçimde gazetelere dağıtımıyla görevlendirilmiş Basın İlan Kurumu’nun (BİK), yayınlarını beğenmediği yayın organlarına ceza yağdırdığı iddiası…
Gazetelere ilan yoluyla destek çıksın diye kurulmuş bir kurumun, yardımına koşması beklenen gazetelerin bazılarına ceza kesmesi hayli tuhaf.