Dün -1998’de- Erdoğan’a ne yaşatıldıysa, bugün de İmamoğlu’na hukuk eliyle yapılan o.. Benzerlikler çok fazla…
Gazeteci Fehmi Koru'nun bugünkü (16.12.2022)''Dün -1998’de- Erdoğan’a ne yaşatıldıysa, bugün de İmamoğlu’na hukuk eliyle yapılan o.. Benzerlikler çok fazla… '' başlıklı yazısı.
İstanbul büyükşehir belediye başkanı Ekrem İmamoğlu’nun siyasi yasaklı hale gelmesiyle sonuçlanabilecek mahkeme kararı sonrasında, dünyadan ve Türkiye’den yükselen itiraz sesleri, AK Parti ve MHP saflarında yer alanların hoşuna gitmemişe benziyor.
AK Parti sözcüleri, özellikle Ekrem İmamoğlu davası ile Tayyip Erdoğan’ın dört ay cezaevinde kalmasına yol açmış yıllar önceki yargılanması arasında paralellik kurulmasına şiddetle itiraz ediyorlar.
Her görüş açıklayan AK Partili “O başka, bu başka” deme ihtiyacı duyuyor.
Oysa benzerlikler hayli fazla.
Erdoğan bir şiir okuduğu için siyasi yasaklı olmasını getiren bir yargılamaya muhatap edildi.
İmamoğlu da içinde ‘ahmak’ sözcüğü geçen bir konuşması sebebiyle yargılandı ve cezası kesinleşirse siyasi yasaklı hale gelecek.
Her iki siyasetçi yargı önüne çıkartıldıklarında İstanbul büyükşehir belediye başkanı sıfatını taşıyorlardı.
Tayyip Erdoğan’a verilen ceza da, şimdi Ekrem İmamoğlu’na verilen ceza sonrasında olduğu gibi, Türkiye içinde ve dışında şiddetli itirazlarla karşılanmıştı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın kendi imzasını taşıyan ‘Daha Adil Bir Dünya Mümkün’ adlı bir kitap var. Geçen yıl yayımlanmış kitapta, Erdoğan, başında bulunduğu Türkiye Cumhuriyeti devleti adına, İkinci Dünya Savaşı sonrasında oluşmuş ‘dünya düzeni’nin esaslarını sorguluyor. Birleşmiş Milletler örgütünün adil olmayan bir yapıya sahip olduğunu vurgulayıp, yalnızca savaşın galibi beş ülkeye tanınmış ‘veto’ hakkının artık kaldırılmasını talep ediyor.
Kitaba dün bir kez daha göz attım.
Birkaç sayfada bir, üstü ve altı kalın çizgilerle çevrilmiş özlü sözlerin bazısı yeniden dikkatimi çekti.
Mesela şu özlü söz:
“Adalet tüm toplumların ortak değeridir. Kültür, medeniyet ve din ayrımı yapmadan bütün toplumsal ve siyasal sistemler adaleti merkeze alan bir düzen inşa etme arayışında olmuşlardır.”