Dün Filistin’in tabutuna bir çivi daha çakıldı.. “One minute” ile başlayan süreç bu noktaya gelmemeliydi…
Yazı hayatımın yarıdan fazlasında esas ağırlığı uluslararası ilişkiler konuları işgal etti. Yurtdışında yaşadığım 1970’li yılların sonu 1980’lerin başında Londra’dan, Şam’dan, Boston’dan Yeni Devir gazetesine Türkiye eksenli dış politika yazıları gönderdim.
Döndüğümde Mavera dergisinde yine benzer konularda yazılarım çıktı. Bir süre Ankara’da yayımlanan ve dönemin çok satan dergileri arasında yer alan ‘İslam’da, derginin dörtte birine yakın dış haberler bölümünün sorumlusuydum.
Sonrasında da dış politikaya ilgim eksilmedi.
Dış politika konulu yazılarımın büyük bölümünün Ortadoğu’ya dair olduğunu herhalde söylememe gerek yok.
Ortadoğu dendiğinde de merkezinde her zaman Filistin sorunu vardır.
Bu girişten sonra şunu rahatlıkla söyleyebilirim: Uzunca sayılacak hayatımın hiçbir döneminde Ortadoğu bu kadar acınacak halde, Filistin davası da bu denli kayba uğramış durumda olmamıştı.
Trump adına damadı Kushner’in planı