Düşünmeye davet ediyorum

İŞE bakın siz; yıllar sonra, yeniden başladığımız noktaya geldik...Başladığımız nokta “kutsal devlet” anlayışıydı. Hani “Ya devlet başa ya kuzgun leşe”...

İŞE bakın siz; yıllar sonra, yeniden başladığımız noktaya geldik...
Başladığımız nokta “kutsal devlet” anlayışıydı. Hani “Ya devlet başa ya kuzgun leşe” anlayışıyla yaklaşılan, uğruna idam sehpalarında canların alındığı, hayatların cezaevlerinde tüketildiği “kutsal devlet”... Kabul etmeyenlere, ancak “Ya sev, ya terk et’ seçeneklerinin bırakıldığı “kutsal devlet”...
“Yıllar sonra yeniden başladığımız noktaya döndük” düşüncesi içimden, dün bir gazetenin manşetinde “Ya devlete biat, ya da yok oluş” özetini görünce geçti...
“Devlete biat” her şeyden önemliydi uzun yıllar bu ülkede.
Çeşitli sebeplerle “biat” etmediği için kimlerin başından neler geçtiğini siyasi tarihimiz teferruatıyla yazıyor. Sağ veya sol, mukaddesatçı veya milliyetçi ayrımı yapılmadan hem de...
Nâzım Hikmet’in biyografisinde “Yetişkin yaşamının büyük bölümünü hapishanelerde geçirmiştir” kaydı var. Necip Fazıl, kendisiyle ilgili madde için bir ansiklopediye malzeme sunarken, “Mektep hayatından daha fazlasını cezaevlerinde geçirdi” notunu ilettiğini hüzünle aktarırdı.

YAZININ DEVAMI
ÇOK OKUNAN YAZARLAR
YAZARIN DİĞER YAZILARI
Süreç, açılım.. Gelin ‘gizem’in üzerindeki örtüyü kaldıralım 01 Kasım 2024 | 1.110 Okunma Bahçeli’nin başlattığı açılıma mütevazı bir katkı denemesi 31 Ekim 2024 | 791 Okunma Bugün Cumhuriyet bayramı: Nasıl bir Cumhuriyet? 29 Ekim 2024 | 258 Okunma Özkök’ün merakını gidereyim: TUSAŞ saldırısına farklı bir bakış 27 Ekim 2024 | 1.848 Okunma Barışa en yakın nokta terörün saldırdığı andır 25 Ekim 2024 | 876 Okunma
TÜM YAZILARI
Yorumlar