Ekonomik kararları alanlar gerçek durumdan habersiz olabilirler mi? Ben öyle olduğunu düşünüyorum…
Gazeteci Fehmi Koru’nun bugünkü (07.04.2022)''Ekonomik kararları alanlar gerçek durumdan habersiz olabilirler mi? Ben öyle olduğunu düşünüyorum…’’ başlıklı yazısı.
Ülke ekonomisi hayli zamandır dalgalıydı, ancak geçen yılın sonlarına doğru -Ekim 2021’den itibaren- iyice perişan oldu. 20 yıldır iktidarda bulunan AK Parti son aylarda 20 yılın en yüksek enflasyonunu yaşatıyor ülkeye. TL yabancı paralar karşısında pula döndü. Fiyatlar roket hızıyla artıyor. En temel gıda maddeleri pazarda, markette el yakıyor.
[Geçtiğimiz haftayı bir Arap ülkesinde geçirdim. Bizde iki rakamlı etiketlerle satışa sunulan pek çok mal orada 1-3 dinar arasında işlem görüyordu. İki yıl önce ‘1 Dinar = 17 TL’ denklemi varken bugün ‘1 Dinar = 50 TL’ ediyor da ondan. Erimeye bakın siz.]
Ekonomideki bozulma hayatı pahalılandırıyor, el yakan fiyatlar dar bir kesim dışındaki herkese fakirleştiğini hatırlatarak çaresiz bırakıyor. Ramazan sofralarının tadı kaçtı. İnsanlar burunlarından soluyor.
Acaba ülkeyi yönetenler bu durumdan ne kadar haberliler?
Garip bir soru ama ne yapayım, haftalardır zihnimi işgal ediyor.
Şöyle bir akıl yürütmem var:
Hayat pahalılığı birçok başka unsurla birlikte her şeyden önce enflasyonla ilgili. Enflasyon zaten etiketlere yansıyan fiyat artışı demek. Enflasyon hesabı yapanlar, çarşı-pazardan veya marketten aynı ürünlerin fiyatlarını her ay tespit edip bir önceki aydan -ve tabii yıldan da- ne kadar farklı olduğunu belirliyorlar.
Adeta otomatik bir iş yapılan. Bir önceki ayın ürün fiyatları bilgisayarda zaten var, yeni fiyatları yükleyince bilgisayar aradaki farkı oran olarak hemen bildirebilir.