Elazığ depreminin ardından: Saniyesi saniyesine tanığı olduğum 1999 depremini yeniden yaşadım…
Elazığ’da 6.8’lik deprem oldu. Uzmanı “Bu, 30 atom bombası şiddetinde bir enerji boşalması anlamına geliyor” tespitinde bulundu. Yetkililer panik havasını engellemek için seferber oldular.
İlk elde fazla can kaybı olmadığı bilgisi ile herkese/hepimize “Çok şükür” rahatlaması geldi.
Benim zihnim ise derhal o meşum 17 Ağustos 1999 depremi tanıklığıma gitti.
O gece bir dost evinde yemekli bir davetteydim. Gecenin bir yarısına kadar sürdü sohbetimiz. Tatilini bir yakınının yanında geçirmekte olan bir dostum beni yolu üzerindeki Eskihisar feribot iskelesine bıraktı. Arabam karşı taraftaki iskelenin otoparkındaydı. Topçular’a indiğimde saatim 02.45’i gösteriyordu.
Yalova’daki heykelin uzaktan görünmesiyle birlikte kullandığım aracın sağa doğru çektiğini fark ettim. İlk düşüncem “Tekerlek patladı herhalde” oldu. Hemen toparladı kendisini saniyeler sonra araç, ilerlemeye devam ettim. Heykelin yanına geldiğimde ilk gözüme çarpan, yerde sürünen kalın mı kalın bir elektrik kablosu oldu. Bir de ortalık zifiri karanlığa bürünmüştü.
Kolumdaki saate baktım. Saat 03.05’ti.
Marmara depremiydi bu