Enkazların başında “Sesimi duyan var mı?” diye haykıranları Patagonya’dakiler bile duydu da…
Gazeteci Fehmi Koru'nun bugünkü (10.02.2023)'' Enkazların başında “Sesimi duyan var mı?” diye haykıranları Patagonya’dakiler bile duydu da…'' başlıklı yazısı.
Herkesin en baştan itibaren ‘yüzyılın felaketi’ olduğunu kabullendiği çifte depremden, üzerinden yıllar geçtikten sonra bile hatırlanacak pek çok anı kalacak. En başta da, enkaz altında kalanların işitmesi ve yaşadığını belli etmesi için arama-kurtarma çalışması yürütenlerin yüksek perdeden tekrarladıkları şu cümle: “Sesimi duyan var mı?”
Depremden sonraki ilk dört-beş gün bu haykırışa cevap verebilecek durumda olanlardan bazısı çok şükür kurtarılabildi.
Günler birbirine eklenerek deprem gününden uzaklaşıldığında o sesin enkaz altından cevap bulması da giderek daha zor hale geliyor.
Tepesine inen beton yığınlarına, kışın kışlığını hissettirdiği iklim şartlarına ve depremin ardından kendisini hemen belli eden yönetimsel beceriksizliğe rağmen hayatta kalmayı başaran varsa, onların kurtarılması durumunda, esas o zaman, ‘mucize’ sıfatı bir anlam taşıyabilecek.
Yoksa şu ana kadar geçirdiğimiz günlerde, enkaz altından çıkartılan insanlar için o sıfatın kullanılması, apaçık bir gerçeği gözlerden saklamaktan başka bir işe yaramıyor.
O gerçek şu: Evleri, konakladıkları yerler başlarına yıkılan ne kadar insan varsa şimdiye kadar o yığınların altından çıkartılabilmeliydi.