Futbol ve siyaset bu kadar mı benzer? Para döküyoruz, ama takımlarımız dökülüyor.. Sırrı ne?
Pep Guardiola, elinde keçe kalem, beyaz tahta önünde, oturmalı düzende kendisini dinleyen oyuncularına, kim bilir kaçıncı kez, “Rakip sizin bir hata yapmanızı bekliyor, ona bu fırsatı asla vermeyin” dediğinde...
Pep Guardiola, elinde keçe kalem, beyaz tahta önünde, oturmalı düzende kendisini dinleyen oyuncularına, kim bilir kaçıncı kez, “Rakip sizin bir hata yapmanızı bekliyor, ona bu fırsatı asla vermeyin” dediğinde bende jeton düştü.
Futbol ile siyaset arasında benzeşen yönler benzeşmeyenlerden çok fazla.
Dün akşam futbolseverler sahada veya ekran başında takımlarının maçlarını izlediler. Bir gece önce Galatasaray kazanılması kolay saydığı Kayserispor‘a 3-0 yenilmişti. Ondan bir gece önce Trabzonspor da Yeni Malatya önünde ezici bir mağlubiyet tattı: 0-5… Dün gece de Beşiktaş, hem de kendi sahasında, Sivasspor karşısında yenildi: 1-2… Sezona yenilgilerle başlayan Fenerbahçe ise Alanyaspor karşısında haftanın tek galibiydi: 2-0…
Bu büyük sayılan takımların maçlarını izleyen futbolseverler arasında ben de varım.
O sebeple, hiçbir ânını kaçırmamak için yerime mıhlanıp kaldığım bir başka maçı izlerken, aklımdan hep aynı soru geçti: Acaba bizim büyük bilinen takımların birinin başına Pep Guardiola gelse, takımın oyuncuları da tıpa tıp onun oluşturduğu Manchester City‘nin kadrosu olsa, sonuç ne olurdu?
[Benzer bir soru bizdeki siyaset ve siyasetçilerle ilgili olarak da bazen aklımdan geçer.]