Hani çarpıtma olur da, bu kadarı çok fazla…
‘Özveri’ sözcüğünü sevmesine severim de, ülkemiz siyasi tarihinin en kumpasçı döneminde yaşananlar için, o günlerde belirleyici rol oynamış isimlerden birinin, yine o dönemin isimli...
‘Özveri’ sözcüğünü sevmesine severim de, ülkemiz siyasi tarihinin en kumpasçı döneminde yaşananlar için, o günlerde belirleyici rol oynamış isimlerden birinin, yine o dönemin isimli kahramanlarından bir başkası için, “Çok özverili çalışmıştı” dediğini okuyunca o güzelim sözcük bana battı.
Hani Bakanlar Kurulu toplantısında anayasa kitapçığı fırlatılması yüzünden ekonomi altüst olmamış olsa.. üçlü koalisyonun iki ortağı üçüncü ortaktan kurtulmak ve onun yerine bir başka partiyi getirmek için seferber olmasa.. Başbakan konumundaki kişi için gazete manşetlerine kadar tırmanan tezviratlar yapılmamış, sağlığının bozuk olduğu her halinden anlaşılan başbakan çareyi doktor değiştirmekte aramamış olsa.. “O gitsin, başbakanlığa hemen yanı başındaki bakan gelsin” telkini askerlere yaptırılmamış olsa..
Eh, ben de bunları bilmemiş olsam.. “Hepsi özverili politikacılardı” diye ben de yazabilirdim…
Oysa bunu yazan, hem bizzat hem de önemli bir figürü olduğu medya grubu ile birlikte bütün o kumpasları en yakından görebilecek biri…
Hürriyet’in o dönemdeki (2001-2002 yılı) yayın yönetmeni Ertuğrul Özkök…
Özkök bugün köşesinde Mesut Yılmaz’ın kendisine söylediklerini taze taze aktarıyor.