Her sabah ‘deja vu’ hissiyle uyanmak.. Aynı filmi kim bilir kaçıncı kez izleme işkencesine katlanmak…
Otomatiğe bağlanmış gibi, bazen de o gerekçe hiç telaffuz edilmese bile, bizler de çoğu kez kendiliğimizden “Herhalde bu da devletin ulusal çıkar faslından bir tasarruftur” diye düşünüp suskunluğa bürünmüşüzdür. Devlet adına her yapılan yanlış...
Deyim Fransızca olsa bile her dilin okumuş-yazmışları işittiğinde ne anlama geldiğini bilir ‘deja vu’nün…
Aynı anlama gelen bizde de bir deyim var; “Biz bu filmi daha önce izlemiştik” diyoruz…
İster Fransızca düşünün ister Türkçe, hayatımızın önemli bir bölümünün -hatta bütününün- bize o deyimleri hatırlatacak tekrarlarla geçtiğini düşünmeden edemeyeceksiniz.
Kendi hesabıma siyaseti izlerken ister istemez bu hisse kapılıyorum.
Rakamlarla oynanarak gerçeklerin gizlendiği ithamlarına maruz kaldığında, bir bakanın, “Tamam bunu yaptık da sorun bakalım neden yaptık?” tadında kullanıverdiği ‘ulusal çıkar’ gerekçesi sözgelimi; bana hiç mi hiç yabancı gelmiyor.
Hayatımın neredeyse bütününde devletin en büyük hassasiyeti ‘ulusal çıkar’ konusunda gösterdiğini, itiraz etmem gereken bir ortamla ne zaman karşılaşsam ben ve benim gibi düşünenlerin ‘ulusal çıkar’ gerekçesi hatırlatılarak susturulduğunu hatırlıyorum.