İktidar ve yakın çevresinin iletişim yanlışları giderek kendi aleyhlerine bir hava oluşturuyor…
Deprem felaketi sonrasında öncekinden daha fazla yerli-yabancı yayına göz atma ihtiyacı hissediyorum. Televizyon haberlerini izlemek de daha fazla vaktimi alıyor. Günümün neredeyse yarısını ‘deprem’ üzerine...
Deprem felaketi sonrasında öncekinden daha fazla yerli-yabancı yayına göz atma ihtiyacı hissediyorum. Televizyon haberlerini izlemek de daha fazla vaktimi alıyor. Günümün neredeyse yarısını ‘deprem’ üzerine yazılanlar ve söylenenler işgal ediyor.
İşte bu sebeple, AK Parti’nin itibar ettiği gazetelerde karşıma çıkan yazılarda ince ince kendilerine cevap yetiştirilen türden tuhaf iddialardan neden haberdar olmadığımı anlamakta zorlanıyorum.
Tabii o tür iddialara cevap olsun diye iktidar sözcülerinin her fırsatta dile getirdikleri suçlamalar da aklımı karıştırıyor benim.
Herhalde aklı karışan bir tek ben değilim, başkaları da var.
O iddiaları ortaya atanların isimlerini yazıp telaffuz etseler ya. Kim olduğunu yalnız kendilerinin bildiği bir takım insanların eseri olmalı o tuhaf iddialar…
Şimdi sizler de meraklanmışsınızdır diye, önceki gün, Türkiye gazetesinden bir köşe yazısının iddiaları paylaştığı bölümü sunayım: