Japonya’da geçen bir yabancı TV dizisini izlerken nedense aklım ara sıra günlük siyasi gelişmelere de gitti geldi…
Bir yabancı platformun yeni gösterime sunduğu Shogun dizisinin ikinci bölümünü izliyorum. 1980’den hatırladığım bir kavram ‘Shogun; ‘baş-savaşçı’ demek gibi bir şey. ‘Shogun’ o...
Bir yabancı platformun yeni gösterime sunduğu Shogun dizisinin ikinci bölümünü izliyorum. 1980’den hatırladığım bir kavram ‘Shogun; ‘baş-savaşçı’ demek gibi bir şey. ‘Shogun’ o yıl bizde de çok beğenilen Richard Chamberlain’ın başrolünde bulunduğu bir diziye konu olmuştu. Eskinin artistleri Hollywood ünlüleriydi; bu defa Japon ağırlı bir dizi olmuş ‘Shogun’, olması gerektiği gibi…
Eskisinde, izleyenler bilir, ‘Efendi Tıoranaga’ vardı; yenisinde de yine onun etrafında geçiyor 1600 Japonya’sını aktaran dizi.
Neyse lafı uzatmayayım da sadede geleyim.
Liderin ölmek üzere olduğu ortamdayız. Adam ölmeden önce ileride devleti yönetecek kişi olan henüz çocuk yaştaki oğlunu Toranaga’ya emanet ediyor.
Ölenin arkasından değil o daha ölmeden iktidar savaşları başlıyor.
1600 Japonya’sındaki iktidar savaşları bana çok garip gelmedi.