Kan gölünün içinden ‘dağ’a seslenmek
Dün yine terör günüydü: Hakkâri’den gelen “şehit” haberiyle başladık güne; akşama doğru Silvan’dan çatışma haberleri ulaştı. Son 2 ay içerisinde PKK terörüne...
Dün yine terör günüydü: Hakkâri’den gelen “şehit” haberiyle başladık güne; akşama doğru Silvan’dan çatışma haberleri ulaştı. Son 2 ay içerisinde PKK terörüne verilen “şehit” sayısı 60’ın üzerinde.
Çatışmalarda 400’den fazla PKK militanının hayatını kaybettiği biliniyor.
Türkiye demokratik bir ülke ve bu sebeple çatışmalarda hayatını kaybeden asker ve güvenlik güçleri ile siviller konusunda aklımızın almadığı yönlerin faturasını kime çıkaracağımızı biliyoruz. Ülkenin aklı başında insanları, çatışmaların en başından itibaren, dilleri döndüğünce, siyasileri, kendilerine düşen görevi yerine getirmesi yolunda uyarıyor.
Süreç hatırlatılıyor... Sağduyunun hâkim olması için elden gelenin yapılması arzusu iletiliyor... Kullanılan dilin değiştirilmesi tavsiye ediliyor...
Elden gelse daha başka şeyler de yapılacak, ama elden fazla bir şey gelmiyor.
Demokratik bir ülkede terör örgütüne nasıl laf anlatılır; işte bunu bilemiyoruz.
PKK’ya yakın olduğu söylenenler “Dursun bu çatışma” diyor, PKK dinlemiyor... Aramızda mesleki kariyerini devamlı siyasileri suçlayarak sürdürenler var; herhalde “kan tutması” onları da etkisi altına almış olacak ki, teröre tek taraflı yaklaşanlar bile son zamanlarda PKK’ya “Yaptığın yanlış” demeye başladı.
Faydası oldu mu? Hayır, olmadı.