Katar krizini çıkartanların esas niyetleri ne olabilir? Olay farklı yöne gidiyor da…

Hayli zaman oluyor; şimdilerde komşularının kendisine ‘ambargo’ uyguladığı Katar’a yolum düşmüştü. Hem de ülkenin o zamanki lideri Şeyh Hamad bin Khalifa Al Thani’nin daveti...

Hayli zaman oluyor; şimdilerde komşularının kendisine ‘ambargo’ uyguladığı Katar’a yolum düşmüştü. Hem de ülkenin o zamanki lideri Şeyh Hamad bin Khalifa Al Thani’nin daveti üzerine…

Seyahate, daha önce de, Arap Dünyası’nda basın özgürlüğü durumunu yazmak istediğimde yine değinmiştim.

- Reklam -
Devletin başı davet edince karşılaşılan muamele de ona uygun oluyor. Katar Havayolları’nın ‘business’ bölümünde en ön sırada seyahat ettim, gümrükten hızla geçmem sağlandı, dışarıya çıktığımda kocaman bir aracın beni beklediğini gördüm.

Uçakta yan yana oturduğumuz kişi New York Times gazetesinin Kudüs muhabiriydi ve onun da benzer bir davetle geldiğini öğrenmiştim. Toplantı mekânı olarak kente uzak bir otel düşünülmüştü ve aynı yere gideceğimiz halde ikimize ayrı araçlar tahsis edilmişti.

Bunu fark edince otele tek araçla birlikte gitmek istedik.

Ayrı limuzinlerle gönderme konusunda ne kadar ısrarcı olduklarını anlatamam.

Katar deyince aklıma bu sebeple bolluk geliyor.

Bizim Merkez logosu..
Medya Özgürlüğü Merkezi
Ülke Arap Dünyası’nda kendisine farklı bir yer edinme çabasındaydı. Amerikalıların CNN kanalını aratmayacak el-Cezire kanalı devreye sokulmuş, iki dilden (Arapça ve İngilizce) yayınlarıyla ilginç bir tartışma ortamı yaratılmıştı.

‘Arap Baharı’ varlığını biraz da el-Cezire’ye borçludur.

Sıra medya konusundaki öncüğü kurumsal bir meydan okumaya çevirmeye gelmiş olmalı ki.. ülke lideri Şeyh al-Thani.. dünyanın dört bir tarafından isimleri bünyesinde barındıracak bir merkez oluşturmaya karar vermişti.

‘Doha Center for Media Freedom’ (Medya Özgürlüğü İçin Doha Merkezi) adlı kuruluşu…

Kuruluş Emir‘in eşi Şeyha Mozah’ın himayelerinde çalışacaktı.

Merkezin Yönetim Kurulu şu isimlerden oluşuyordu: Alaa Al Aswany, Jassim Marzouq Boodai, Paulo Coelho, Burhan Ghalioun, Lilli Gruber, Mohsen Marzouk, Miguel Ángel Moratinos Cuyaubé, Patrick Poivre d’Arvor, Allister Sparks, Shashi Tharoor ve Dominique de Villepin.

Bir de 10 üyeli Danışma Kurulu vardı Merkez’in ve ben orada yer alıyordum: Nasser Al Othman (Katarlı gazeteci), José Luis Arnaut, Daniel Barenboim, Ethan Bronner (New York Times), Chris Cramer (CNN), Mia Farrow, Fehmi Koru ve Graça Machel…

YAZININ DEVAMI
ÇOK OKUNAN YAZARLAR
YAZARIN DİĞER YAZILARI
Süreç, açılım.. Gelin ‘gizem’in üzerindeki örtüyü kaldıralım 01 Kasım 2024 | 142 Okunma Bahçeli’nin başlattığı açılıma mütevazı bir katkı denemesi 31 Ekim 2024 | 786 Okunma Bugün Cumhuriyet bayramı: Nasıl bir Cumhuriyet? 29 Ekim 2024 | 258 Okunma Özkök’ün merakını gidereyim: TUSAŞ saldırısına farklı bir bakış 27 Ekim 2024 | 1.848 Okunma Barışa en yakın nokta terörün saldırdığı andır 25 Ekim 2024 | 876 Okunma
TÜM YAZILARI
Yorumlar