Kendi geçmişimden ‘huysuz gazeteci’ örnekleri
Refahyol hükümetinin başlangıç aylarıydı. ‘‘İslamcılar iktidara geldi’’ yaygaralarının şaşkınlığa sebep olduğu Batılı ortamlarda sık yapılan uyarı...
Refahyol hükümetinin başlangıç aylarıydı. ‘‘İslamcılar iktidara geldi’’ yaygaralarının şaşkınlığa sebep olduğu Batılı ortamlarda sık yapılan uyarı amaçlı toplantılardan birine katılmak üzere yurtdışındaydım. Telefon sokakta yürürken geldi. Başbakanlıktan arandığımı söyleyen biri, beni tanıdık bir sese bağladı.
O ses söze ‘‘Başbakan da yanımda, seninle o konuşmak istiyor’’ diye başladı.
RTÜK üyelikleri için seçim yapılacakmış, Refah Partisi’ne düşen kadro için benim üzerimde mutabakat sağlamışlar.
Başbakan Necmettin Erbakan bu görevi bana ‘‘Hadi hayırlı olsun, o görevde iyi hizmet yapacağınıza inanıyoruz’’ cümlesiyle tebliğ ettikten sonra yine o çok iyi tanıdığım sesle beni muhatap etti.
Şaşırmış, yabancı ülkenin sokak ortasında aldığım teklifi yapan başbakana ne diyeceğimi bilememiştim.
Sesin sahibi değişene kadar geçen birkaç saniye içerisinde ise kesin kararım oluşmuştu.