Medya, basın, gazeteler, TV’ler.. Bizde, başka ülkelerde.. Bugün medya düzeni üstüne düşündüm…
Son bir-iki gündür Yüksek Seçim Kurulu vesilesiyle hukukçular için yaptığım gibi, her meslek erbabına günü geldiğinde sorumluluklarını hatırlatıyorum da, kendimizi, yazar-çizer-gazeteci...
Son bir-iki gündür Yüksek Seçim Kurulu vesilesiyle hukukçular için yaptığım gibi, her meslek erbabına günü geldiğinde sorumluluklarını hatırlatıyorum da, kendimizi, yazar-çizer-gazeteci takımını ihmal ettiğim sanılmasın.
En büyük sorumluluk aslında kalem erbabında.
Geçmişten günümüze nice yazarlar değişik konularda yazılarıyla toplumun karşısına çıktı, çıkıyor. Kimimiz havadan sudan söz etsek bile her yazıda okuyanın zihninde iyi-kötü bir tortu bırakıyoruz. Geçmişte, okurlar almak ihtiyacı duyduğu gazete ile yazar tercihinde de bulunmuş oluyordu; bugün pek çok insan yazılara internet üzerinden ulaştığı için kimi okuyacağı konusunda herkes çok daha özgür…
Gazetelerde yazarken “Ben de sizin gibi görüşlerimi toplumla paylaşmak istiyorum, bu imkanı nasıl elde ederim?” diye başvuranlar olduğunda ne yapacağımı şaşırırdım. Yeni bir ismin devreye girmesinin ne kadar zor olduğunu bildiğim için… Son yıllarda benzer başvurulara gönül rahatlığı ile, “Görüşlerinize yakın bulduğunuz bir internet sitesini hedef seçin, yazdıklarınızdan örnekler gönderin, size de imkan sağlayan mutlaka çıkacaktır” diyebiliyorum.
Bu yolla kazanılan çok sayıda yeni imza var.
Yeni imza var, ancak onlar bizler kadar şanslı değiller…