‘Metal yorgunu’ AK Parti’nin kendisi olmasın? Son görevden almalar beni yeniden düşünmeye zorladı…
Hatırlar mısınız, bilmem; bir zamanlar tartışma gündemimizde, valilerin de belediye başkanları gibi seçimle işbaşına gelmesi konusu vardı.
Anavatan Partisi’nin iktidarı sırasında başlayan bu tartışma, Refah Partisi’nin iki büyük kent başta olmak üzere bazı belediye başkanlıklarını kazanması üzerine telaşa kapılan devletin valiler eliyle seçilmiş başkanlara baskı yapması üzerine, bir kez daha alevlenmişti.
Başkanlık sistemiyle yönetilen ülkelerin çoğunda valiler de belediye başkanları gibi halkın oyuyla seçilir.
Türkiye’de de ‘cumhurbaşkanı hükümet sistemi’ ile birlikte valiler de seçime tabi tutulsaydı bunun etkisi ne olurdu dersiniz?
Acaba halk şimdi devletin kendisini yönetsin diye gönderdiği valilerin benzeri kişilere oy verir miydi?
Esas sorum ise şu: İki yerel yönetici de halk tarafından seçiliyor olsaydı, merkezi irade birini (sözgelimi şimdi olduğu gibi belediye başkanını) görevden almaya kalktığında, diğer seçilmiş yönetici (vali) ‘kayyım’ atanır mıydı ya da atandığı takdirde görevi kabul eder miydi?
Hiç sanmıyorum.