Okula, kitaba, öğretmene ihtiyaç var mı? Yoksa korona bize farklı bir yol mu gösteriyor?
Gününün hiç değilse bir bölümünü okuyarak ve okudukları üzerinde düşünerek geçiren her insanda olduğunu sandığım bir durum bende de var: Okurken aklıma gelen bir şeyi çoğu kez unutuveriyorum.
Evet, elimin altında genellikle not alabileceğim bir defterim oluyor ve not alıyorum, hatta aklıma o düşünceyi getirmemi sağlayan haber veya yazıyı arşivime katma alışkanlığım da var. Aklıma gelen düşünceyi aldığım notlar arasında sonradan ya bulamıyorum ya da aldığım not bana o ilk düşünceyi anımsatmıyor; arşivdeki yığınla malzeme de fazla işe yaramıyor.
Benim kabahatim, ne yapalım.
Çoğu kez, düşüncenin zihnimde canlı durduğu oluyor, hatta her yeni bilgi kırıntısı ona daha bir canlılık da katıyor; ancak düşünceyi bir tez haline dönüştürecek keskinliğe bir türlü kavuşturamıyorum. Bazen ‘tez’ haline dönüştürdüğüm düşüncemi henüz olgunlaşmadığı için açıklamaktan çekindiğim de oluyor.