Parası olan.. dayısı bulunan.. Türkiye böyle bir ülke mi? Öyleyse vay halimize…
Önce birkaç işadamı tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakılınca “Parası olan kurtuluyor” diyenler çıktı; şimdi de önemli isimlerin yakını olanlardan iki kişi yine tutuksuz...
Önce birkaç işadamı tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakılınca “Parası olan kurtuluyor” diyenler çıktı; şimdi de önemli isimlerin yakını olanlardan iki kişi yine tutuksuz yargılanacak, bu defa “Damatlar kayırılıyor” deniliyor…
“Şuyuu vukuundan beter” demiş eskiler, gerçekten öyle; böyle bir söylentinin yaygınlaşması olayın kendisinden daha kötü.
- Reklam -
Adalet ve siyaset kurumlarının saygınlık ve itibarına bundan daha büyük bir darbe tasavvur edilemez.
Hain darbe dengeleri bozdu
Diğerlerinden önce bu iki kurumun –adalet ile siyasetin– üzerinde devletin yükseldiğini unutmayalım.
Bu söylentiyi yayanlar bile, tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakılanlara gönül koyarken, geride kalanlar namına bunu yaptıklarını ifade ediyorlar.
Dedikleri “Onlara bu kolaylığı sağlayanlar, bunu neden benzer durumda olan başkalarından esirgiyorlar?” cümlesiyle açıklığa kavuşturulabilir.
Türkiye, bakanlığın sürekli yenilediği rakamlara bakılırsa, son zamanlarda cezaevi nüfusunun rekor sayıda arttığı bir ülke. Bunun sebebi belli: 15 Temmuz 2016 gecesi girişilen hain darbe sonrasında devlet kendini korumaya aldı ve o yanlışlıkla ilgisi ve ilintisi olan kişilerle hesaplaşıyor.
FETÖ ya da PDY kısaltmalarıyla anılan örgütlenme yapısı içerisinde yer alanlar için konulmuş ölçüler var ve bu ölçülere uyan kişiler aleyhine davalar açılıyor. Bu arada, yine aynı yapıyla yolları kesiştiğine inanılan her kesimden devlet görevlisinin memuriyetine de son veriliyor.
Bazı işadamları ve gazeteciler de bu mücadelede ters köşeye düşmüş görünüyor.
Hain darbenin psikozu toplumsal hafızada o kadar güçlü ki, OHAL kapsamı içerisinde bilinen hukuk normları işlemediği için, sert ve keskin biçimde sürdürülen uygulamalara fazla itiraz eden çıkamıyor.
“Parası olan kurtuluyor” veya “Damatlar kayırılıyor” tarzı itirazların temelinde bu gerçek yatıyor.
Justitia est fundamentum regnorum ya da adalet mülkün temelidir
Adalet kurumuna gerçekten ‘para’ ve ‘iltimas’ girmiş midir?
Bu soruyu kendi kendime sorarken bile tüylerimin diken diken olduğunu hissediyorum.
Elbette ben de, gazetelere haber konusu olan, “Listede sizin de isminiz var, yakında kapınıza gelinecek, bizi görün, kötü âkıbetten sizi kurtaralım” tarzında bir çabanın sektöre dönüştüğünün farkındayım.