Partilerden ayrılmak, ‘ihanet’ olarak yaftalanmak şöyle dursun, ülke için iyilikte yarışa da dönüşebilir…
Birlikte yola çıkan ve aynı amaç etrafında birbirlerine destek vererek faaliyet gösteren insanlar, aralarında görüş farkları belirdiğinde, ne yapmalılar?
Görüş farklarına rağmen yola birlikte devam mı etmeliler?
Fark daha da arttığında bu durumu başkaları öğrenmesin diye çaba mı göstermeliler?
Kendi görüşlerinin daha doğru olduğuna inandıkları ve sessiz kalmaları yanlışta olanların çabasıyla, yakınlarında bulunanlara ve dışarıya, esas yanlışta olanın onlar olduğu biçiminde yansıdığını ve birlikte yürümenin artık etrafa zarar da vermeye başladığını gördükleri halde sessiz mi kalmalılar?
Hiçbir zaman ayrılmayı düşünmemeliler mi?
Gerçekler ve tahayyüller
Ticari hayatta ortaklıkların uzun ömürlü olmadığı, kardeşlerin dahi şirketlerde kapıyı vurup çıkabildiği, ‘iyi günde kötü günde’ her zaman birlikte olunacağı sözüyle kurulan evliliklerin de çoğu kez boşanmayla sonuçlandığı bir ülkede yaşıyoruz.
İnsanlar çok basit sebeplerle birlikteliklere son verebiliyorlar ülkemizde.
Reklam
Ancak siyasete gelince, siyasilerin tahammüllü olmaları, görüşlerde farklılaşma başladığında sessiz kalmaları, ille ayrılacaklarsa bunu sessizce yapmaları bekleniyor. Aksi takdirde suçlamak için haklarında kullanılan en hafif sözcük ‘ihanet’ oluyor.