Reform mu, fitne mi? İktidarın gelecek kaygısına dair girişimi başlamadan bitecek galiba…
Son yaşanana bakarak şunu söyleyebiliriz: Faizle ilgili karar MHP itiraz etmediği için mümkün olabildi; ancak ‘reformlar’ konusunun müzakere edildiği aynı ortamda temenni edilmiş dış politika ve yargıya ilişkin temennilere MHP’den onay çıkmadı.
Hiç öyle derin analizlere başvurmaya gerek yok, görünen köy kılavuz istemiyor: İktidar için MHP ile birliktelik zamanı geldiğinde kolayca vazgeçilinebilecek türden bir heves işi değildir. ‘Cumhur ittifakı’ aritmetik zorunluluktan öte bir stratejik tercihtir.
Bu gerçeği fark etmeyenler yanılmaya ve yanıltmaya mahkumdur.
Oh, sonunda bu gerçeği açık seçik yazdım ya, rahatladım.
Hükümetin icraatlarına bakar ve gelecekte nelerin yapılıp nelerin yapılamayacağı hakkında öngörülerde bulunurken bu gerçek unutulursa yapılan değerlendirmeler yanlış oluyor.
Ne oldu?
Adalet bakanı Abdülhamit Gül hukuk alanında reform yapılacağını açıkladı. Türkiye’nin yargıdan kaynaklanan ve giderek artan şikayetleri bütünüyle ortadan kaldıracak yeni bir yola gireceği müjdesi idi bu.
Daha önce Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan da, aynı sözcüğü kullanarak, yalnızca adalet alanında değil ekonomide de reform yapılacağını söylemişti. Cumhurbaşkanı Türkiye’nin yüzünün Batı’ya dönük olduğunu, Avrupa Birliği (AB) üyesi olma iddiasından ayrılınmadığını da duyurmuştu.