S-400 ‘zaferi’ iktidarı ve muhalefeti birleştirmiş görünüyor.. Öyleyse ben neden kaygılıyım? Sebebi bu yazıda…
Üreticisi Rusya satmaya razı olmuş, bizim de güvenlik endişelerimiz var, ayıracak para da bulmuş ve satın almışız, itiraz edebilecek durumdaki ABD’nin başkanı Donald Trump da “Türkiye haklı, benzer işlevdeki sistemi bizden almak istemişler, Obama engellemiş, onlar da ne yapsın, Rusya’dan almışlar” diye bize hak vermiş…
“Oldu, bitti” deniliyor işte. S-400 füze sisteminin ilk parçaları Türkiye’ye sevk edildi; bütün sistemin kurulması da gelecek yılın Nisan ayında tamamlanacakmış…
Egemen bir devlet olarak Türkiye kendi güvenlik eksiğini bu yolla tamamlamış oluyor. Böyle bir durumda kime ne demek düşer?
Nitekim, iktidar ve muhalefet tek ağızdan olanı sahipleniyor, medya ise bu olayı Türkiye’nin nicedir hasret kaldığı bir ‘zafer’ olarak sunuyor. Aksine söz söylemek böyle bir ortamda çok zor; zaten kimsenin böyle bir işe soyunduğu da pek görülmüyor.
Endişeli ve kaygılıyım
Öyleyse ben neden herkes gibi olanı coşkuyla karşılamakta zorlanıyorum?
Yaptırımlar kaygısıyla mı?
ABD’de ‘başkanlık sistemi’ var, ama bizdekinden farklı olarak ‘kuvvetler ayrımı’ ilkesi gereği Kongre de ülke gündemine hakim. Orada Demokratlar kadar Cumhuriyetçiler de S-400 almamıza ters bakıyor. Ayrıca konunun ABD yasalarını ilgilendiren bir boyutu da var ve Kongre yanında yargı da Trump yönetimini Türkiye’ye karşı yaptırım uygulama konusunda zorlamaya hazırlanıyor.
Bayağı ağır yaptırımlar gelmesi mümkün.
Parasının önemli bir bölümü ödenmiş, ‘ortak yapım’ olarak üretilmekte olan F-35 uçaklarının Türkiye’ye tesliminden vazgeçilmesi söz konusu.