Sezar ve Brutus’tan günümüze ‘hançer edebiyatı’ siyasetten hiç eksilmedi
Türk siyasi hayatının renkli simalarından Osman Bölükbaşı sıklıkla “Benim göğsüm Karacaahmet mezarlığı gibi” derdi. Şimdilerde aynı dertten muzdarip parti genel başkanları...
Türk siyasi hayatının renkli simalarından Osman Bölükbaşı sıklıkla “Benim göğsüm Karacaahmet mezarlığı gibi” derdi. Şimdilerde aynı dertten muzdarip parti genel başkanları ‘hançer’ edebiyatı yapıyor…
Osman Bölükbaşı siyasi hayatın içerisinde bulunduğu dönemde tek başına hem kendisini milletvekili çıkarırdı hem de grup kuracak kadar milletvekilini Meclis’e taşırdı. Ancak bir bakmışsınız, partisinin milletvekilleri başka partilere geçivermişler…
Siyasi hayatının sonuna doğru, Bölükbaşı’nın, milletvekili çıkarabileceği illerden aday göstereceği kişilerden, “Partimden ayrılırsam karım boş olsun” yazan bir taahhütname aldığı söylenirdi.
Yine de yeni seçime doğru partisinin tenhalaştığı görülürdü.
[Bölükbaşı’nın muhalefetiyle baş edemeyen DP, 1954 seçiminde yeniden seçilince, seçim bölgesi olan Kırşehir’i il olmaktan çıkarıp ilçe haline getirmiş ve Nevşehir’e bağlamıştı.]
Hayatımın büyük bölümü siyaseti olabildiğince yakından gözlemlemekle geçtiği ve bu arada tarihe de meraklı olduğum için, siyasetin bu özelliğini bilirim: Vefa duygusunun en zayıf hissedildiği uğraş alanıdır siyaset.