Siyasetin futbolla kesiştiği yer
Fazla değil 1 ay kadar önce, televizyonda, 2 İngiliz takımı arasında geçen zevkli bir maç izliyordum. Manchester City, kendisinden zayıf rakibi Newcastle Unitedkarşısında zorlanıyordu. Ne olduysa, ikinci...
Fazla değil 1 ay kadar önce, televizyonda, 2 İngiliz takımı arasında geçen zevkli bir maç izliyordum. Manchester City, kendisinden zayıf rakibi Newcastle Unitedkarşısında zorlanıyordu. Ne olduysa, ikinci yarının başlarında, City’nin golcüsüKun Agüero birdenbire canavarlaştı. 20 dakikada 5 gol kaydedecek kadar canavarlaştı hem de...
Her gol sonrasında müthiş sevinen Teknik Direktör Manuel Pellegrini’nin beşinci golle birlikte yüzü ve tavrı değişti.
Bir baktım, attıklarıyla bir maçta en fazla gol kaydedenler arasına ismini yazdıranAgüero’yu kenara çekti Pellegrini...
Aynen böyle oldu.
Neden öyle yaptığının mutlaka futbolun kendi gerçekleri içinde bir açıklaması vardır; ancak tavrı, bir siyasi yorumcu olarak benim zihnimde bu yazıya ilham teşkil eden ışıklar yaktı.
Her işi tadında bırakacaksın; galibiyeti bile...
Rakiplerini sarsacak, yenilgiyi kabul etmek zorunda bırakacaksın; ama onu rezillendirmeyecek, insan içine çıkamaz hale getirmeyeceksin...