Şom ağızlı görünmek istemem, ama gelişmeler bana başka bir seçenek bırakmıyor
Geçtiğimiz günlerde, yeni-eski siyasilerin bulunduğu bir dost ortamında, katılanlardan biri yeni öngörüsünü açıkladı: “Şimdiden aklınızda olsun” dedi, “Selahattin Demirtaş’ı yakında serbest bırakacaklar; ilk seçimde yeniden cumhurbaşkanı adayı olması şartıyla…”
Geçtiğimiz günlerde, yeni-eski siyasilerin bulunduğu bir dost ortamında, katılanlardan biri yeni öngörüsünü açıkladı:
“Şimdiden aklınızda olsun” dedi, “Selahattin Demirtaş’ı yakında serbest bırakacaklar; ilk seçimde yeniden cumhurbaşkanı adayı olması şartıyla…”
Yakın bir geçmişte, olayların nasıl gelişeceğine dair beklentilerin ötesinde belirttiği öngörülerinin nasıl doğru çıktığını birer birer saydıktan sonra paylaştığı için yeni senaryosu hazirundan hiç itiraz görmedi.
Ben de sessiz kaldım. Kaldım ama içimden geçen “Hiç sanmıyorum” düşüncesi yine de yüzüme vurmuş olmalı.
Oysa dostumun öngörüsü makulun ifadesiydi. Seçimler matematik hesabını gerektirir ve‘yüzde 50+1’ zorunluluğu yüzünden artık her seçim bıçak sırtı geçiyor, bu yüzden de seçime ağırlık koymak isteyenlerin inceden inceye düşünüp davranması ve başarıyı getirecek tedbirler alması gerekiyor.
Doğru hesap dostumun öngörüsü istikametinde davranmaktır.
Peki ben neden o öngörüye dudak bükmüş olabilirim?