Sözcü gazetesine son cevabım: Yanlış yeri taşlıyorsunuz..

Adli soruşturmaya muhatap edilen SÖZCÜ gazetesi başına geleni bana bağlıyor, ama şundan emin olabilirler: Haklarındaki soruşturmanın benimle bir ilgisi yok… Elimden gelse bunu engellerim ben. - Reklam - Tek bir gazeteciye ve tek...

Adli soruşturmaya muhatap edilen SÖZCÜ gazetesi başına geleni bana bağlıyor, ama şundan emin olabilirler: Haklarındaki soruşturmanın benimle bir ilgisi yok…

Elimden gelse bunu engellerim ben.

- Reklam -
Tek bir gazeteciye ve tek bir gazeteye zarar gelmesini istemem çünkü.

Eğrilmeyen dosdoğru bir çizgim ve güç önünde eğilmeyen bir başım var.

Savunamayacağım hiçbir tezim ve yalan olduğunu bilerek yazdığım tek satırım yoktur.

FETÖ’cü olsam, kıvırtmam, onu da söylerim.

İddialara yakından bakalım
SÖZCÜ’nün konuya dahlimle ilgili ‘kanıt’ olarak sunduğu yazımın tarihi 24 Nisan 2010.

Bundan 7 YIL ÖNCE yazılmış bir yazı bu.

O sıralar siyasi makaleler yanında Taha Kıvanç müstearıyla daha çok medya üzerine ‘Kulis’ yazıları da yazıyordum.

Yeni Şafak gazetesinde.

Taha Kıvanç’ın ben olduğum herkes tarafından bilinir.

O günkü –24 Nisan 2010 tarihli– yazımın konusu Hürriyet gazetesiydi aslında ve o sıralarda bazı Hürriyet yazarlarının gazetedeki rahatsızlıklarına değiniyordum. Gazetelerinden ayrılabileceklerini öngörerek…

Yazımın Sözcü’ye değinen ilgili satırları şöyleydi:

“Ayrılanlar Sözcü’ye mi gider? Herhalde… Cemaat’in aklına bir kez daha hayranlık duymama sebep olan bir proje ‘Sözcü’… Öğrenciliği Cemaat evlerinde geçmiş sahibi görünen delikanlıya buradan şapka çıkarıyorum. Bulundukları yerde ‘ileri giden’ yazarlar için bir sığınak gibi ‘Sözcü’ gazetesi; 150 bin civarında satışıyla para bile kazandırıyor olmalı. / Muhalefetini de yakın kontrol altında tutacaksın, neme lâzım!”

Hepsi bu kadar.

Ne zaman yayımlanmış bu yazım?

24 Nisan 2010 tarihinde.

Onlar unutmuş, ama daha önce de benzer bir değinmem olmuştu Kulis sütununda. Onda da konu yine Hürriyet’ti ve o sıralarda Hürriyet’te yazan Bekir Coşkun’un gazetesinden ayrılması ihtimalini işliyorken, sözü yine Sözcü’ye getirmiştim:

“Hem (Bekir Coşkun) ayrılırsa şu yenilerde satışı yüzbinin üzerine fırlamış olan ‘Sözcü’ gazetesi var. Emin Çölaşan’la orada buluşabilir Bekir Coşkun. İkisi birleşsin, gazeteyi şaha kaldırırlar. / Heyecanlı heyecanlı bu görüşümü açıklarken, medyanın içinden bir dostum, Sözcü gazetesinden söz ederken senin neden bu kadar neşeli olduğunu biliyorum dedi. Sözcü’yü çıkaran genç işadamı, gazeteci bir aileden geliyor. Babası Ertuğrul Akbay bir zamanlar Babıali’yi sarsmıştı. ‘Gölge Adam’ namıyla ünlüdür ve benim de dostumdur. / ‘Neden?’ soruma şu cevabı verdi kuşkucu gazeteci dost: ‘Yurtdışında okurken cemaatten gençlerle yakın değil miydi? Babası oğlunun itikadı ve ibadetiyle iftihar etmez miydi?’ / Ne yani, ‘Sözcü’ de mi cemaatle irtibatlı? Emin Çölaşan cemaat irtibatlı bir gazetede mi yazıyor? Bekir Coşkun da öyle bir yere mi gidecek Hürriyet’ten koparsa?”

YAZININ DEVAMI
ÇOK OKUNAN YAZARLAR
YAZARIN DİĞER YAZILARI
Adalet herkese lazım 22 Kasım 2024 | 1.016 Okunma Can ile Canan arasında tam bir mutabakat varmış 21 Kasım 2024 | 1.276 Okunma Kınarsın, bir daha yapmamasını söylersin… Fakat ihraç? 19 Kasım 2024 | 2.856 Okunma İşimiz papatya falına kaldı: Kopacak mı, kopmayacak mı? 17 Kasım 2024 | 584 Okunma Erdoğan “Mutabakatımız tam” diyor ama… 15 Kasım 2024 | 1.310 Okunma
TÜM YAZILARI
Yorumlar