Tabelaya bakalım, nefes alalım
MECLİS’teki parçalı tablodan, AK Parti, milletvekillerinden birini başkan olarak seçtirmeyi başardı ya, bu sonuca bakarak suçlayıcı parmaklarını birbirlerine çevirenler kendi aralarında yarış...
MECLİS’teki parçalı tablodan, AK Parti, milletvekillerinden birini başkan olarak seçtirmeyi başardı ya, bu sonuca bakarak suçlayıcı parmaklarını birbirlerine çevirenler kendi aralarında yarış halindeler.
CHP sonucun faturasını MHP’ye ve lideri Devlet Bahçeli’ye çıkarıyor; MHP sözcüleri ise “Neden CHP’liler Cumhurbaşkanlığı seçiminde benimsedikleri çatı adayımıza bu defa oy vermediler?” sorusu eşliğinde CHP’lileri suçluyor...
Her iki partide kendi yönetimlerini eleştirenler de var.
Nedense hepsinin unuttuğu bir gerçeği hatırlatayım: “Meclis aritmetiği” diye bir şey var beyler ve bunu görmezden gelmek her defasında bozgunlara yol açabilir...
Partiler Meclis’te sayıca şöyle sıralanıyor: AKP 258, CHP 132, MHP 80, HDP 80...
AK Parti seçimden yalnız yüzde 41 oyla “1. parti” olarak çıkmakla kalmadı, 258 de milletvekili var. 18 milletvekili daha çıkarabilseydi, yeni hükümeti de tek başına hemen kurabilirdi. Hükümet için gerekli çoğunluğa sahip olmasa da, Meclis aritmetiğinin sağladığı kolaylıkla, yani sayı fazlalığı sayesinde, AK Parti pek çok alanda istediği sonucu alabilecek durumda.
Meclis Başkanlığı seçimini kaybetmesi aritmetiğe aykırı AK Parti’nin...
Elbette muhalefet partileri tek bir isim etrafında buluşabilse veya hiç değilse üçüncü ve dördüncü turlarda işbirliği yapabilselerdi, toplam sayıları 292 olduğu için, Meclis aritmetiği bu defa onların lehine çalışacaktı.