Tarih sona ermiş, ilkel uygarlıklar göze ve dize gelmiş değil miydi? Yeni bir dönem başlıyor…
Gazeteci Fehmi Koru'nun bugünkü (06.03.2022)'' Tarih sona ermiş, ilkel uygarlıklar göze ve dize gelmiş değil miydi? Yeni bir dönem başlıyor…'' başlıklı yazısı.
Avrupa’da son 20 yıl içerisinde yaşananlardan hareketle oluşmuş en keskin kabul, bir Avrupalı liderin bir başka Avrupalı ülkeye askerlerini işgalci güç olarak gönderme kararıyla birlikte yıkılmış bulunuyor.
Terörün Avrupa dışı bir yöntem ve en önemli hedefinin de Avrupa -hatta bütün Batı- olduğu kabulü yıkılmakta…
Bu kabul için filozoflar, siyaset bilimciler, sosyologlar uzun makaleler ve kitaplar kaleme aldılar; politikacılar onu ülkelerinin stratejik doktrini haline getirdiler, kamuoyları o kabulü gözü kapalı benimsedi.
Uygarlık hedefti ve onu hedef alan Avrupa-dışı bir düşünce modeliydi.
‘Medeniyetler çatışması’ kaçınılmazdı ve kendisini 70 yıl boyunca Avrupa’dan uzakta tutmuş bir ideolojiyi sahiplenmiş Avrupalı bir ülkenin ondan kurtulmasıyla ‘tarihin sonuna’ ulaşılmıştı.
Hakim değerleri temsil eden Batı bundan böyle yeni bir tarih yazacaktı.
Soğuk Savaş bir ara dönemdi, şimdilerde Batı’nın ve Batılı değerlerin hakim hale geldiği bir yeni döneme girilmekteydi.
Francis Fukuyama’nın ‘National Interest’ dergisinde (1989) çıktığında çok ses getirmiş ve ardından bir kitaba da dönüştürülmüş ‘Tarihin Sonu’ (The End of History) makalesi yolu açtı; onu Bernard Lewis’in Atlantic dergisinin 1990 Eylül sayısında yayımlanan ‘İslam öfkesinin kökenleri’ (The Roots of Muslim Rage) başlıklı makalesi izledi. Sonrasında, Harvard profesörü Samuel Huntington, Foreign Affairs dergisinde çıkan ‘Uygarlıklar çatışması’ (The Clash of Civilizations?) makalesi ile (1993) konuyu zihinlere iyice yerleştirdi.