Tartışmak iyi de bazıları konuyu farklı yönlere çekmeseler çok daha iyi olacak…
Konuya ilişkin çıkan her yazıyı okuyabildiğimi, ekranlara yansıyan her yorumu izleyebildiğimi söyleyemem; buna rağmen zamanında (2023 Haziran ayında) veya erkene alınmış bir tarihte yapılacak seçimde...
Konuya ilişkin çıkan her yazıyı okuyabildiğimi, ekranlara yansıyan her yorumu izleyebildiğimi söyleyemem; buna rağmen zamanında (2023 Haziran ayında) veya erkene alınmış bir tarihte yapılacak seçimde cumhurbaşkanı adaylarının kim/ler olacağına yönelik tezimin geniş yankı bulduğunu biliyorum.
Yazılarım ilgi gördü, çünkü tezim o ana kadar veri sayılmış bir kabulün yanlışlığına dayanıyordu.
İktidar cephesi nedense Millet İttifakı’nın kimi aday göstereceğini merak ediyor, iktidarın itibar ettiği kalemler aday ismi bile teklif ediyorlardı. Oysa esas merak edilmesi gereken, Cumhur İttifakı’nın kimi aday göstereceğiydi.
MHP tarafından açıklanmış, AK Parti’nin ise doğal saydığı Tayyip Erdoğan’ın adaylığının önünde anayasal engel var. Anayasaya göre (m. 101) iki defa seçilmiş cumhurbaşkanı üçüncü kez aday olamıyor. Bunu aşmanın tek yolu TBMM’nin seçim tarihini erkene alması anayasaya göre (m. 106). Ancak her yeni kamuoyu yoklaması AK Parti ve MHP’nin toplam oyunun yeni sistemin aradığı ‘yüzde 50+1’ oyun uzağına düştüğünü gösteriyor. Anayasal engel zorlamalarla aşılsa bile, Tayyip Erdoğan’ın kazanamayacağını gördüğü bir yarışa girmeyeceğini, kendisi aday olup kaybedeceğine yerine seçilebilecek birini aday göstereceğini sanıyorum.
Bu akıl yürütmenin sonucu olarak aklıma gelen soruyu yeniden tekrarlayayım: Cumhur İttifakı’nın cumhurbaşkanı adayı Tayyip Erdoğan olmayacaksa kim olacak?
Tezimin temelinde Erdoğan’ın sağlık durumunu akla getirecek bir gerekçe yer almıyor. Oysa, konuyu tartışılmaya değer bulanların bir bölümü, ne hikmetse, gerekçeyi gerçekliği bilinmeyen böyle bir ihtimale çekmeyi tercih eder göründüler.