Tasfiyeler sonrası Türk ordusu.. tablo, üzerinde durulmayı hak ediyor…
Türkiye’de en netameli konular sayılsa, ilk sıralarda yer bulacaklar arasına, herhalde sivil-asker ilişkileri girer. Sonuncusu hain bir girişim halinde kalmış tam 5 askeri müdahale yaşanmış bir ülkede en ihmal edilmeyecek konu...
Türkiye’de en netameli konular sayılsa, ilk sıralarda yer bulacaklar arasına, herhalde sivil-asker ilişkileri girer.
Sonuncusu hain bir girişim halinde kalmış tam 5 askeri müdahale yaşanmış bir ülkede en ihmal edilmeyecek konu budur da ondan…
Askerlerin sadece yüzde 1’i AKP çizgisinde
Peki, gerçek bu olduğu halde, Hürriyet yazarı Verda Özer tarafından konuyu ‘içeriden’ de bilen bir araştırmacıya dayanarak verilen ve Türk Silahlı Kuvvetleri’nin (TSK) 15 Temmuz (2016) sonrası durumuna ışık tutan bilgiler neden hemen hiç yankı bulmadı?
Şu bilgiler sözgelimi:
“Gürcan, ordunun yüzde 85’inin ‘ultra-laik’ olduğunu söylüyor. Bu tanımı dolduran ise ‘dindarlık’ anlayışı. Bunu da anketinde 4 kriter üzerinden sorgulamış: Oruç tutma, ahiret inancı, faiz algısı ve din-bilim ilişkisi. Bu yüzde 85’lik kesim, dinin kamuda görünür olmasına özellikle karşı. Alt rütbelere indikçe laiklik hassasiyeti zayıflıyor. / Gürcan’a göre Kemalist, NATO’cu, Avrasyacı, ülkücü gibi tüm kategoriler bu yüzde 85’in içinde. Yani hepsi Atatürkçü ve ultra-laik; sadece kimi merkez sağa, kimi ise merkez sola daha yakın.”
Son anayasa değişikliği referandumunda Ankara Oran’daki subay lojmanlarında kullanılan oyların yüzde 70’i “Hayır” çıkmış…
Araştırmanın sahibi Metin Gürcan için, Hürriyet yazarı, şu bilgileri veriyor:
“Gürcan eski bir asker ve Sabancı Üniversitesi’ne bağlı İstanbul Politikalar Merkezi’nde (IPC) araştırmacı. Doktorasını da ‘TSK’nın kurumsal dönüşümü’ üzerine yapmış. / Gürcan, doktora tezi sırasında ordu içinde geniş çaplı bir anket yapmış.”