Televizyon ve gazete haberciliği dizilere konu olursa… İyi olur, tartışırız hiç olmazsa…
Her sabah gazetelere bakar, televizyon haber yayınlarını izlerken aklıma hep bir fikir üşüşür: “Acaba medya hakkında bir TV dizisi yapılsa, siyasi yelpazenin iki yakasını temsil eden gazeteler veya iki TV kanalı...
Her sabah gazetelere bakar, televizyon haber yayınlarını izlerken aklıma hep bir fikir üşüşür: “Acaba medya hakkında bir TV dizisi yapılsa, siyasi yelpazenin iki yakasını temsil eden gazeteler veya iki TV kanalı arasındaki üste çıkma yarışı ekrana yansıtılsa nasıl olur?”
Yıllar önce ünlü bir senaryo yazarı-oyuncu-yönetmen –Ezel Akay– üzerinde çalıştığı bir senaryoda yardımımı isteyebileceğini duyurduğunda aklıma gelmişti bu fikir. Daha sonra, pek çok önemli diziye hayat veren Tomris Giritlioğlu yöneteceği ‘Bu kalp seni unutur mu?’ dizisi senaristlerinin yazdıklarını gözden geçirmek için oluşturduğu ekibe girmemi teklif ettiğinde, biraz da, “Acaba fırsat bulur, bu düşüncemi kendisine aktarabilir miyim?” düşüncesiyle teklifini derhal kabul etmiştim.
Nedense bizde medya ile ilgili dizi ve filmlerden kaçınılıyor.
Kaçınanlar belki de haklılar: Zaten gazeteler ve tv haber merkezleri yek diğeriyle rekabet halinde değil, gazeteciler arasında da haber atlatma yarışı yok, çoğu yazarlar bile günü kurtarma kabilinden yazılarla okur karşısına çıkıyor; böyle bir durumda beyaz cama neyi aktaracaksın?
Bu hafta benim düşüncem ile örtüşen iki yeni yabancı diziyi baştan sona izleme imkanı buldum.
Biri bir TV haber merkezinde geçiyor bu dizilerin, diğeri iki rakip gazetede…