Trump ile Putin anlaştı, Washington aleyhte ayağa kalktı. Bu durum Türkiye’yi de ilgilendiriyor…
İkinci Dünya Savaşı’nın tahrip ettiği ülkelerde henüz dumanlar tüterken kotarılan ‘yeni dünya düzeni’ bir temel kabul üzerine oturuyor: Dünyada birbiriyle çelişen iki belirgin tez var ve bunlardan...
İkinci Dünya Savaşı’nın tahrip ettiği ülkelerde henüz dumanlar tüterken kotarılan ‘yeni dünya düzeni’ bir temel kabul üzerine oturuyor: Dünyada birbiriyle çelişen iki belirgin tez var ve bunlardan ‘iyi’ olan tez demokratik ilkeler üzerine oturuyor; ‘kötü’ olan tez ise despotik bir anlayışın ürünü…
Demokratik olanı ABD’nin başını çektiği ülkeler grubu temsil ediyor bu teze göre…
Kötü olan ise despotik liderlerin yönettiği Sovyetler Birliği ve onun uydusu olan Varşova Paktı ülkeleriydi 1990’a kadar; o tarihten sonra ve özellikle başına Vladimir Putin geçtikten sonra ise Rusya aynı konumu dolduruyor.
Rusya ile iyi geçineni ABD kendi dostu saymaz, Rusya ise ABD’nin kendi uydularından karşı bloka kazandırılmak istenenlere hoş gözle bakmaz, karşı gruptan ülke kazanmaya bakardı.
ABD ile ittifak ilişkisi içerisindeki Türkiye’nin Rusya ile Suriye üzerinde işbirliğine gitmesi ve kendini daha fazla güvende hissetmek için S-400 füze savunma sistemini Rusya’dan almaya kalkması bu yüzden ABD’de ve müttefik ülkelerdeki bazı çevrelerin hışmını üzerine çekebiliyordu.
Dünya artık aynı dünya değil. Daha doğrusu, ABD’nin iki yıllık başkanı Donald Trump, ülkesini İkinci Dünya Savaşı sonrasında oluşmuş ‘yeni dünya düzeni’ sınırları dışına doğru zorluyor ve değişimin etkisi özellikle ABD’de hissediliyor.