Tuhaf zamanlarda yaşayacağımız varmış: Yasaklanan toplantı.. Kilit vurulmak istenen üniversite.. Belediyeye tercih edilen şirket…
Bir vakıf –Hrant Dink Vakfı– ‘Kayseri ve Çevresi’ başlıklı bilimsel bir toplantıyı Kayseri’de düzenlemek istemiş. Toplantıya değişik ülkelerden ve Türkiye’den 27 bilim insanı...
Bir vakıf –Hrant Dink Vakfı– ‘Kayseri ve Çevresi’ başlıklı bilimsel bir toplantıyı Kayseri’de düzenlemek istemiş. Toplantıya değişik ülkelerden ve Türkiye’den 27 bilim insanı davetliymiş. Önce Kayseri Valiliği toplantıya iznin vermemiş; düzenleyiciler toplantıyı İstanbul’a kaydırmışlar; 24 saat kala, bu defa bir kaymakamlık yazısıyla toplantı aynı akıbete uğramış…
Konuyu bugünkü yazısında işleyen Ali Bayramoğlu “Tebliğ sunmak ve toplantıyı izlemek üzere İstanbul’a gelen, iptal üzerine o gece ve ertesi gün buluşan ve aralarında konuşan bilim adamlarının şaşkınlıklarını, kararı nasıl ve hangi çerçevede karşıladıklarını tahmin etmek herhalde zor değildir” diye hayıflanıyor.
Akıl alır gibi değil gerçekten…
Toplantıda bir zamanlar Anadolu’da Ermeniler’in de yaşadığı üzerinde durulacağı içinmiş bu yasaklama gayreti.
Yıllar önce, 2005 yılında, henüz demokratik açılımlara yeni yeni cesaret edilmekte ve kökleşmiş sorunların üzerine gitme niyeti ufukta belirmekteyken, Osmanlı’nın son döneminde Ermeniler konusunu ele alacak bir bilimsel toplantıya Boğaziçi Üniversitesi salonlarını açmayı üstlenmişti. Konunun hassas olduğunu ve birilerini rahatsız edeceğini bildiğim halde, belki de o sebeple, ben de etkinliğe tartışmacı olarak katılmaya “Evet” demiştim.
Kaç yerden -hepsi de nazik- uyarılar aldığımı tahmin edemezsiniz.