Türkiye’de seçimin kaderi BAE ile Suudi Arabistan’ın güçlü adamlarının elinde olabilir mi?

Gazeteci Fehmi Koru'nun bugünkü (23.06.2022)''Türkiye’de seçimin kaderi BAE ile Suudi Arabistan’ın güçlü adamlarının elinde olabilir mi?'' başlıklı yazısı.

Önce bir itirafta bulunayım: Bazen gündeme bir yerlerden sızan ve biraz benim uzağımda konuşulup tartışılan konulardan, ancak bir yayına katıldığımda konu bana soru olarak yöneltilince haberim oluyor.

Soruyu duyunca şaşırıyorum.

Geçen gün aynen öyle oldu. Seçim tarihinin erkene çekilme ihtimali üzerinde görüş açıklarken, program sonucusu, birdenbire, “Bu da konuşuluyor” diye başladığı cümlesini “Seçim öncesinde Abdullah Öcalan’ın mahpusluk durumunda iyileştirme ve ondan propaganda olarak yararlanma niyeti konusunda ne düşürsünüz?” anlamına gelen bir soruyla tamamladı.

Demek böyle bir gündem maddesi de var.

Olabilir. Yerel seçimde bir akademisyen aracılığıyla İmralı’dan alınan mesaj Anadolu Ajansı tarafından kitlelere duyurulduğu gibi, Öcalan ailesinden biri de devlet televizyonunda görüş açıklama imkanına kavuşturulmuştu. 

Yeniden aynı yola başvurulması beni şaşırtmaz.

Faydası olur mu?

Sanmam. Yerel seçimde denenen deneyenlere hayal kırıklığı yaşatmıştı. Aynı türden bir denemenin farklı sonuç doğuracağına dair bir emare ortada yok.

İktidar cephesinde MHP’nin varlığı böyle bir denemenin tekraren yapılmasını zorlaştırıyor. 

Cumhur İttifakı içerisinde yer almak ortaklık kuran partilere pek yaramadı. Kamuoyu yoklamaları, MHP ile yakınlaşmanın iktidara zararı dokunduğu kanaatinin AK Parti seçmeninde yaygınlaştığının işaretlerini çoktandır veriyordu.

Anketler şimdilerde benzer bir kanaatin MHP seçmeninde de uç verdiğini gösteriyor.

Her iki parti birlikte bulunmalarının zararını görüyor. İYİ Parti’nin oylarında gözle görülür derecede artış ile yeni kurulmuş partilerin sonunda görmeye başladıkları ilgi bunun belirtisi. Kararsız veya oy kullanmama kararlılığında olduklarını ifade eden seçmen de sonunda muhalefet partilerinden yana tavır alırsa, sandığa yansıyacak irade iktidar cephesi için pek hayırlı olmayabilir.

Ekonomik sıkıntılar böyle bir gelişmeyi hızlandırabilme potansiyeli taşıyor.

Şöyle bir ara soruyu dikkatlere sunayım: Suudi Arabistan Veliaht Prensi ile ilgili aleyhte sert açıklamalar belleklerde henüz tazeyken, iktidar cephesinin tantanalı bir karşılama töreniyle kendisini Ankara’da ağırlaması, herhalde ekonominin ihtiyacı olan döviz girdisi beklentisiyle yakından ilgili; peki ya yakınlaşmaya rağmen beklenti yerine gelmezse?

Veliaht Prens, kendisine çok ileri suçlamalar yöneltilmiş bir ülkede en üst düzeyde karşılandığını dünya âleme göstererek, bu ziyaretle istediğini elde etmiş oldu.

YAZININ DEVAMI
ÇOK OKUNAN YAZARLAR
YAZARIN DİĞER YAZILARI
Adalet herkese lazım 22 Kasım 2024 | 581 Okunma Can ile Canan arasında tam bir mutabakat varmış 21 Kasım 2024 | 1.272 Okunma Kınarsın, bir daha yapmamasını söylersin… Fakat ihraç? 19 Kasım 2024 | 2.856 Okunma İşimiz papatya falına kaldı: Kopacak mı, kopmayacak mı? 17 Kasım 2024 | 584 Okunma Erdoğan “Mutabakatımız tam” diyor ama… 15 Kasım 2024 | 1.310 Okunma
TÜM YAZILARI
Yorumlar