Yasakların yasaklanmasını beklerken, “Bu kitaplar yasaklansın” nidalarıyla karşılaşmak üzücü…
Yıllar önce ‘sakıncalı kitap’ kavramı vardı ve toplumun üzerindeki olumsuz etkisi yüzünden önemliydi. Her askeri müdahale sonrasında, sol veya sağ fark etmez, şahsi kitaplığında...
Yıllar önce ‘sakıncalı kitap’ kavramı vardı ve toplumun üzerindeki olumsuz etkisi yüzünden önemliydi. Her askeri müdahale sonrasında, sol veya sağ fark etmez, şahsi kitaplığında ‘sakıncalı’ sınıfına girebileceğini düşündüğü kitaplar bulunanlar onları derhal ulaşılamaz hale getirirdi.
Çoğu aydın o tür kitapları, üzerine naylon kılıf geçirdikten sonra, toprağa gömmüştür.
Darbeler kitap düşmanıdır.
‘Sakıncalı’ görülen kitapların listesi vardı. Bakanlar kurulunun bir görevi de ‘yasak kitaplar’ listesine yenilerini eklemekti. Bazen başka ülkelerde o ülkelerin dilinde çıkmış kitaplar da o listeye eklenir ve yurtdışından gelenlerin yanlarında getirdikleri kitaplar arasında öylelerinin bulunup bulunmadığı gümrüklerde titizlikle denetlenirdi.
‘Risale-i Nur’ külliyatı içerisinde yer alan kitaplar insanların başına her zaman dert açmıştır. Türk Ceza Kanunu’nun (TCK) Turgut Özal’ın gayretiyle kaldırılmış olan 163. maddesi, 1990’lı yılların başına kadar, en çok Risaleleri okuyan kişiler ve gruplar aleyhine kullanılmıştır.
Solun pek çok kitabı da, yine Özal tarafından kaldırılmış TCK’nın 141 ve 142. maddeleri yürürlükteyken ‘sakıncalı kitaplar’ listesinde yerini almıştır.