Yürütme yargıya baskı yapıyor ve savcılar ile yargıçlar bunu protesto edip istifa ediyor.. Yok, bizde değil, ABD’de…
Kendi tartışmalarımıza yoğunlaşmaktan dünyada kendini belli eden yeni eğilimleri gözden kaçırdığımızın farkındayım.
Oysa, bir yerlerde pişen ne varsa, bir süre sonra, daha önce onu denememiş, dıştan bakıldığında “Orada böylesi olmaz” diye düşünülen ülkelerde de varlığını hissettiriyor.
Olumlu gelişmeler kadar olumsuzlar da…
ABD’de siyasetin yargıya müdahalesi oraya da olumsuzluk taşınmasına örnek böyle bir konu.
‘Kuvvetler ayrılığı’ ilkesinin en keskin biçimde yaşandığı ülkelerin başında ABD geliyor. Yürütme (Beyaz Saray ve bakanlar), yasama (Kongre) ve yargı arasına kalın duvarların çekildiği bir yapısı var ABD’nin…
Bu özelliğinin en aşırı örneğini, son aylarda, bütün dünya, yürümenin başı olan ABD başkanı Donald Trump ile ilgili azil girişiminde izledi. Kongre’nin Temsilciler Meclisi kanadının başlattığı azil süreci Senato kanadında senatörlerin mahkeme jürisi üyelerine dönüştüğü bir yargılamayla sonuçlandı.
Senato’daki yargılanmayı yemin edip Senato başkanının yerine oturan Anayasa Mahkemesi (Supreme Court) başkanı yönetti.