Yürüyüşün hatırlattığı: Parti partidir devlet de devlet.. iktidara itiraz, devleti hedef almaz…
Maltepe’de yapılacak miting gününe de kazasız-belasız ulaştık. Türkiye için önemli bir başarı bu. Önemi, siyasetin kırılgan zemini yüzünden. İktidar partisi kendisinin çizdiği...
Maltepe’de yapılacak miting gününe de kazasız-belasız ulaştık.
Türkiye için önemli bir başarı bu.
Önemi, siyasetin kırılgan zemini yüzünden.
İktidar partisi kendisinin çizdiği sınırlar dışındaki her kıpırdanmayı varlığına –hatta devletin varlığına– kast eden bir girişim olarak görme eğiliminde; bunu kendisine destek veren kitlelere kabul ettirmede zorlanmayacağı mazeretleri de var: Gezi ile başlayan 15 Temmuz (2016) hain darbe girişimiyle zirve noktasına ulaşan bir dizi olay…
Kemal Kılıçdaroğlu’nun yürüyüşü iktidar çevreleri tarafından aynı çizginin devamı gibi görüldü. Buna rağmen 25 gün devam etmesini ve sona kadar ulaşmasını başarı sayabiliriz.
İç ve dış ‘düşmanlar’
Ülkemizin başına çorap örnek isteyenler yok mu? Var elbette. Eskiden benzer durumlarda niyetler dışa vurulmaz, oyuna gelindiği her şey olup bittikten sonra ortaya çıkardı.
Oyunu erkenden fâş etmeye kalkışanlar, kendilerine ‘komplocu’ sıfatı takılmasına razı olmak zorunda kalırlardı.
Bugün öyle değil. Türkiye’den veya Türkiye’yi yönetenlerden hoşlanmayanlar, ikili ilişkileri zedelemeyi de göze alarak ve gözlerimizin içine bakarak, niyetlerini dışa vurmaktan çekinmiyorlar: ABD’nin PYD/YPG’ye sahip çıkması.. Almanya’nın Kuzey Irak’ta yapılacak referandumu desteklemesi gibi..
İktidar partisinin tetikte durmasını gerektiren bir atmosfer var gerçekten.
Dışarısı plan yaptığında hesaplarına âlet edeceği iç destek bulmakta da fazla zorlanmaz. ‘Gezi’ gibi masum başlamış bir eylemi yolundan saptıracak veya darbeyle sonuç almaya heveslendirilebilecek birileri mutlaka bulunur.
Ayrıca dünyada yaşanan altüst oluşlardan en fazla etkilenen coğrafyanın en önemli ülkesi Türkiye; her yeni gelişme siyasetin zaten kırılgan olan zeminini daha da kırılgan hale getiriyor.
Yakın zamana kadar geçerliliğini koruyan ittifaklar çatırdıyor, geleneksel olarak karşı çıkılan ülkeler birdenbire potansiyel müttefike dönüşebiliyor global kaygan zeminde.
Türkiye NATO’da, G-20’de, AB’ye de hala aday, ABD’yi ise stratejik müttefik olarak bilen bir ülke; ancak hepsiyle de şu sıralarda sorunlar yaşanıyor. Bir parçası olduğu coğrafyanın önemli ülkeleri bilinen Mısır ve Suudi Arabistan’la da ara açıldı ve bunun getirdiği sorunlar da çoktandır kendini belli ediyor.