Biz ne zaman normal hayata dönüyoruz?
Başbakan Binali Yıldırım dün, “Türkiye’nin Almanya ile ilişkilerinde normal hayata dönmezamanı geldi” demişti. Yıldırım devamla, “sert geçen” bir yıldan sonra...
Başbakan Binali Yıldırım dün, “Türkiye’nin Almanya ile ilişkilerinde normal hayata dönme
zamanı geldi” demişti. Yıldırım devamla, “sert geçen” bir yıldan sonra yumuşamanın
gerekliliğinden bahsetti.
İnsan düşünmeden edemiyor; demek ki seçilmiş bir zaman dilimi içinde yoğunlaştırılmış
gerginlik vardı ve senaryo gereğince de o sonlandırılmalıydı. Sonlandırılması gerektiği
konusunun karşılıklı mutabakat gereği mi yoksa tek tarafın isteğiyle mi geldiği şimdilik
bilinmeyen..
Tankların modernizasyonu, yatırımlar, turizm, rehine değiş tokuşu üstünden sürdüğü apaçık
olan normalleşme sürecini anlayabiliyoruz. Peki biz, iki ülke halkı ne olacağız? Çoktan
hesaplaştığı faşizm üstünden hakaret gören Alman ya da taptığı liderinin dergi kapaklarında
çirkin karikatürünü gören Anadolu insanı da aynı hızda barışacak mı?
Havalimanında daha dün tanık olduğum, Lyon’da yaşan bir Anadolu insanı ile Freiburg’da
yaşayan bir başkasının Avrupa nefreti üstüne geliştirdikleri muhabbet nasıl sonlanacak? 40
yıldır yaşadığı Almanya’yı bırakmaya niyeti olmadığı halde, onların insanlığını sorgulayan, en
iyi şehrin de, “melmeketi” Adana olduğunda ısrar eden vatandaşa ne diyeceğiz?
Hadi onları bıraktık; biz, “içerdekiler” ve her daim içerde kalmaya yeminli olanları ne zaman
normal hayata döndüreceksiniz? Öyle ya, her şeyin bir zamanı vardıysa ve bu konuda da
kararı siz veriyorsanız bir bildiğiniz vardır.
Biz, yıllardır yaşam enerjisini söküp aldıklarınız; umutlarını yok ettikleriniz; düşman kamplara
sıkıştırdıklarınız...