Diyelim ki Gabriel ile çay sohbeti tuttu...
Fotoğraf Alman Dışişleri Bakanı Sigmar Gabriel’in Goslar’daki evinden... Gabriel, bahçeyebakan bol ışıklı verandada dostu, Türkiye Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu'na çay...
Fotoğraf Alman Dışişleri Bakanı Sigmar Gabriel’in Goslar’daki evinden... Gabriel, bahçeye
bakan bol ışıklı verandada dostu, Türkiye Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu'na çay servisi
yaparken görüntü veriyor.
Masanın üstünde çok şık bir porselen kahve takımı yerleştirilmiş. Ama Alman bakanın
konuğuna, çelik çaydanlıktan çay ikram edişi fotograf karesinde öne çıkarılmış. En yakındaki
Türk mahalle bakkalı büyük olasılıkla porselen çay takımı satmıyor olmalı...
Gabriel çayın demini tutturmayı, bir yıl evli kaldığı Türk eşinden öğrenmiş midir bilinmez ama
onun sayesinde bir Türk’ün kalbine giden yolun ne olduğu konusunda mesafe almış olmalı.
Deneyimli Alman politikacı meslektaşına, çayın yanında ikram ettiği atıştırmalığın domuz yağı
içermediğini, o daha sormadan söylemiş midir mesela? Yaşamının erken yıllarındaki
sıkıntılarından, sonrasındaki göreceli renkliliğinden konu açmış mıdır?
Evliliklerinden, midesini küçülterek kilo vermesinden; haftada bir kez, dünya yıkılsa da
kreşden almaya gittiği ortanca kızına olan sevgisinden; 59 yaşında yine kendisine bir kız evlat
hediye eden diş hekimi eşinden; onun Almanya’daki AKP taraftarlarınca telefonla tehdit
edilmesinden bahsetmiş midir?
Bu yaşta baba olmasıyla, Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın, onun daha genç olduğu
algısına kapılıp, “Yaşın kaç senin.....?” ile başlayan cümleler kurmasını gülerek mi işlemiştir?
Ya da hem muhatabının hem Cumhurbaşkanı’nın referandum sürecinde, içinde yer aldığı
hükümeti Nazilik ile suçlamasının onları ne denli yaraladığından bahsetmiş midir? Söylemiş
midir Çavuşoğlu'na, sırf Nazi sempatizanı olan babasına reaksiyon olsun diye çok genç yaşta
SDP’ye kaydolduğunu?