Kadına yönelik şiddet ne zaman başlar, nasıl gelişir
Aile içindeki veya yakın çevresindeki büyüklerinden başlayıp, kocası denen herifi naşerifler ile devam eden ve belki de yaşamlarının kaybı ile sonlanacak hırpalanma, örselenme sürecinden söz edemedik.
Olağandır ki, eğer mağaranın ateşi söndüyse, onu harlamak görevini verdiği kadınını saçından sürükleyen adem efendi şiddetin ilk uygulayıcısıdır. Onu atlayıp zamanımıza dönersek…
İlk modern zamanlar travması muhtemelen henüz beş haftalık iken gelendir. Ana karnındaki embriyonun beyin korteksinin, böylece duyularının şekillenmeye başlayacağı dönemdir bu.
Şehirde de yaşıyor olsa feodal yapısını sürdüren ve doğacak ilk çocuğun erkek olmasının istendiği bir aile düşünün. Çocuğun cinsiyeti konusunda bilgilendirdiği kocasının acı tebessümü ile sarsılan kadın, suçluluk duygusunu beş haftalık embriyosuna aktarmamış mıdır?
Bebek doğdu, ilk fotograflar çekiliyor. Baba ya da babaannenin(!) bebeğin vajinasını kapama telaşı konusunda, “Ne oluyoruz yahu?” dememiş midir? Hele, daha sonra doğacak erkek kardeşinin pipili fotograflarının, üstü dantelli büfenin baş köşesine oturtulduğunu görünce!