Mazbatayı veeer(di)
“Mart’ın sonunun bahar olacağı” düşünülüp taşınılarak üretilmiş bir siyasi slogan iken, “mazbatanın istenişi” toplumsal bir tezahürat olarak çok daha doğaçlama...
“Mart’ın sonunun bahar olacağı” düşünülüp taşınılarak üretilmiş bir siyasi slogan iken, “mazbatanın istenişi” toplumsal bir tezahürat olarak çok daha doğaçlama gelişmişti.
Ekrem İmamoğlu’nun kazandığına, karşıtları da dahil olmak üzere ilk önce halk inanmıştı. Artık mantık boyutunu aşıp, insan aklıyla alay etmeye varan itiraz sürecinden iktidar yanlıları bile sıkılmış olmalıydı.
Mazbata, en büyük toplumsal dayanışma alanı olan futbol arenalarından tutun da, mırıldanarak terennüm edildiği ortak sigara içme alanlarına, coşkulu eğlence yerlerine dek her yerde talep edildi.
İnsanlar sevdiklerine şarkı mırıldanırken ara nağme olarak mazbatanın nakaratını yaptılar. Martın sonunun bahar olduğuna içten inandılar.
Dikkat ederseniz mazbatayı talep ederlerken ikinci tekil emir kipi kullanıyor, “mazbatayı ver” diyorlardı. Yani belirli bir kişiden talep ediyorlardı.
Yüksek Seçim Kurumu vs değil, yalnızca bir kişinin oluru, bir anlamda yenilgiyi kabul edişiyle mazbatanın verileceğini bildikleri için öyle bir istemde bulunuyorlardı.