Tanzim olamayan portakalın öyküsü

 1920’li yılların bir zengin kız, fakir ama tahsilli oğlan birlikteliğindeyiz. Zengin dediysem, kızın babasının portakal bahçesi var. Oğlan ise ziraat mektebinde okumuş.Oğlan genç Türkiye...

 

1920’li yılların bir zengin kız, fakir ama tahsilli oğlan birlikteliğindeyiz. Zengin dediysem, kızın babasının portakal bahçesi var. Oğlan ise ziraat mektebinde okumuş.

Oğlan genç Türkiye Cumhuriyeti’nin ona biçtiği politik role soyunmuş ama o karın doyurmuyor. En azından 100 yıl önce öyle olduğu görülüyor!

Geleceği tarımda görüyor ve ona yoğunlaşıyor. Antalya’dan gelen ziraat teknikerlerinin de önerileriyle çok güzel narenciye bahçeleri yapıyor.

DSİ, yörede tarımı geliştirme programı gereğince, 1940’lı yıllarda bölgenin en büyük çayı üstüne regülatör yapıyor. Buradan alınan su, bölgeyi baştanbaşa saran sulama kanallarıyla çiftçiye ulaştırılıyor. Roma’nın 2000 yıl önce yaptığı gibi!

Portakal, şimdikinden farklı olarak makasla kesilerek hasat ediliyor, içi çuha kaplanmış sepetlerle toplanıyor. Boylarına göre “tanzim” edilip, tek tek kağıtlara sarılıyor ve sandıklanıyor. Üstlerine kaçar adet içerdiği de yazılıyor.

YAZININ DEVAMI
ÇOK OKUNAN YAZARLAR
YAZARIN DİĞER YAZILARI
AKP umudu çoğalttı! 24 Mart 2025 | 516 Okunma Yarınını Yaren leylek gibi bekleyen halk 16 Mart 2025 | 39 Okunma 14 Şubat Sevgililer Günü’nde sevgisizlik 16 Şubat 2025 | 35 Okunma Hristiyanlıkla ilgili bişey… 07 Ocak 2025 | 105 Okunma 2024 yılı bir büyük şakaydı… 04 Ocak 2025 | 76 Okunma
TÜM YAZILARI
Yorumlar
Close menu